Kanserim 6 yaşna bastı, hatta hatta gün bile aldı.. Ama ne yalan söylemeli, onu bu yaşa getirmek pek kolay olmadı.. Saçlarımı, sakallarımı beyazlattı değil, döktürdü.. Uzun geceler uyku durak yaptırmadı.. Yemelerden, içmelerden kesti.. Canımı yaktı.. Çok çektirdi.. Şimdilerde pek bir yaramazlığı yok.. Umarım çoluk çocuğu da karışmasını, torun torba sahibi olmasını da görürüm.. Yani çok umarım.. O, bende dünyaya geldiği günlerde, yan taraflarda yazdıklarıma ve okuduklarınıza gelince.. Hani küçük çocuklar oyun oynarlarken kazaen düşüp bir yerlerini incitip acıttıklarında, çoğunlukla hem ağlarlar, hemi de "Acımadı, hiç acımadı" diye çığlıklanırlar ya.. Hani, bir gece vakti, yolları mezarlıklara yakın bir yerlerden geçen kişiler, ıslık çalarlar ve şen şakrak türküler çığırırlar ya.. Hani, canınız, cananız sevdiğiniz, üzerine titrediğiniz kadınınız bir gün size "Hadi bana eyvallah" diyip gittiğinde, düştüğünüz dipsiz kuyularda aldırmazlığı oynamaya çalışırsınız ya.. İşte o günlerde yazdığım ve şimdi sizlerin yan taraflarda okuğunuz yazılar öyle bir şeyler.. Ürkmenin, korkmanın, paniklemenin tezahürleri, göstergeleri.. Ben şimdi o 6 yıl öncesinin yazılarını okurken anlıyorum bunları.. Yara sıcakken pek farkedemiyorsun hal ve durumları, işin fazlasıyla vahim olduğunu.. Sanırım ben öyle abuk sabuk anlatılara sığınarak, gerçeklerden kaçmaya çalışıyordum.. Çok ciddi, en ciddi bir şeyi, ciddiye almama pozlarında bir takım saçmalamalar yazıyordum.. Ama sonraki yazılarda göreceksiniz ki işin vehametini sezmişim.. Ve de içimde her an patlamaya hazır bir saatsiz bombanın olduğunun farkına vararaktan.. Şimdi 6 yaşna gelmiş olan o, çok çektirdi bana çok.. Biz Kanserliler Klübünün tüm üyelerine yaptığınca.. Ee, ödenmesi gerektiğinde, ama şöyle, ama böyle ödeyeceksin arkadaş.. Çünküm can tatlı.. Ve can tenden çıkıp gidene değin de, onu savunmakla, korumakla yükümlüsün arkadaş.. Ve onun için savaşmaya da..