Ekonomideki olumlu gelişmeler bu bahar yerini risklere bıraktı. Petrol fiyatları, cari açık, işsizlik ve kısa vadeli borçlar ilk sırada.
Hava bozulabilir Erken seçim tartışmalarının yapıldığı şu günlerde, ekonomideki bahar havasının giderek artan önemli risklerle bozulma ihtimali doğdu. Bu bahar, dış kaynaklı olarak likidite bolluğu ve petrol fiyatları, içeride ise enflasyon, cari açık, dış açık ve işsizlik rakamları ekonomiyi zorlayacak. Erken seçim atmosferi bu risk unsurlarını derinleştirecek bir diğer gelişme olarak değerlendiriliyor. Merkez Bankası'na atamanın yapılamaması da itibarı etkiliyor.
Reel sektör zorda Uzmanlara göre, ekonomide kötü gidişin en büyük işaretleri bir süredir tekstilde yaşanmaya başlanan iflaslar. İhracatın lokomotif sektörleri olan hazır giyim ve konfeksiyon ihracatında düşüşler devam ediyor. Dış ticaret açığı ise 2 aylık dönemde yüzde 43.7 artarak, 7 milyar dolara çıktı. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 59.7'ye inerken, tüketim malı ithalatı yüzde 43.9 büyüdü. Cari açığın yıl sonunda 30 milyar doları bulması bekleniyor.
'Yönetimi zorlaşır' Önümüzdeki dönem ekonomi yönetimini bekleyen riskleri değerlendiren Prof. Dr. Esfender Korkmaz, petrol fiyatı, likidite bolluğu gibi dış risklerin kontrol edilemeyeceğini söyledi. Cari açığın ithalat patlamasından kaynaklandığına dikkat çeken Korkmaz, büyüme ithalata dayalı olduğu için de cari açığı frenlemenin mümkün olmadığını savundu. Korkmaz'a göre, içerden kaynaklanan diğer riskler ise kısa vadeli dış borçlar ve azalan reel sektör güveni.
Seçim ekonomisi var Hükümetin istihdamı dikkate almadan finans sektörünü güçlendirmeye çalıştığını savunan Korkmaz, şu anda belediyelere ve kamu kuruluşlarına yapılan eleman alımının seçim ekonomisi uygulandığının göstergesi olduğunu vurguladı. Hükümetin gelir dağılımı ve istihdam politikasından bağımsız ekonomik program yürüttüğünü savunan diğer bir ekonomist ise Prof. Dr. Türkel Minibaş. Minibaş, yaşanan canlılığı kredi kartıyla yapılan harcamayla açıklıyor.