Gömleğinizin bir düğmesi yanlış bağlandı mı diğer düğmelerin yanlış bağlanması kaçınılmaz oluyor; işte o zaman sizi Versace ya da Vakko kravat bile kurtaramıyor.. Evet Kılıçdaroğlu baktı ki, bizim bazı medya organları iddiasız iddiaları güzelce allıyor, pulluyor, cilalıyor; o da kalkıp "savlamaya " başlıyor. (Aslında " sallamaya başlıyor" demek gerekiyordu!) Şimdi ters bir mantık yürütelim: Bilal Erdoğan diyelim ki ticaret yapmak istiyor ve "malıgötürmek " istiyor.. "Malı götürmek" isteyen birisi olarak Atasay'ınsahibiCihanKamer'le "gizli" bir anlaşma yapması daha "stratejik" olmaz mıydı? Denilecektir ki Cihan Kamer bu işin resmi olmasını istemiştir.. Peki bir işin tarafları o işin "resmi" olmasını niçin ister? Ortağına fazla güvenmediği için değil mi? Başbakan oğlu olduğu için böyle bir "hırgür"e herhalde zemin hazırlamaz değil mi? Devam edelim: "Gayri resmi ortaklık" olduğunda ve diyelim ki Kamer, Bilal Erdoğan'a kazançtan bir pay vermedi.. Kamerböylebir"kazıklama"(!)girişimindebulunduğunda,karşısındabuülkeninbaşbakanınıbulacağınıdüşünemeyecekkadarzekaveöngörüdenyoksunmudur? Elbette tüm bunları bir "ters mantık" işleterek yazdım; yoksa bu ortaklara " Niçingayriresmiortaklıkyapmadınız?" demek gibi bir garabetten yola çıkmıyorum. Evet Bilal Erdoğan ise ne yapıyor? Oda kayıtlarında "resmen" ortak olduğunu gizlememek suretiyle ticari faaliyette bulunuyor.. Ve olay da işte tam da burada düğümleniyor.. (Bkz: Düğme-ilik metaforu..) Oysa Bilal-SemaErdoğan isimleri sadece ve sadece genel kurul toplantısındaki "hazırun cetvelinde" yer almıyor.. Erdoğanlar peki nerede alenen ve resmen yer alıyor? Pek tabii ki olması gereken yerde yani İTO kayıtlarında yer alıyor. Peki burada "gizlenen" ne? "Götürülen" ne? Pırlantada KDV kalkmış'mış, peki KDV ne zaman kalkmış'tı? Ortaklıktan iki yıl önce, yani 2004'te.. Birhükümetmademkioğluna"kıyak"geçecek,buhükümetinKDV'yikaldırmakudretivardaaynıüründeki%20'likÖTV'yikaldırmakudretiyokmudur?! Bu nasıl "baba"dır da oğlunun sattığı pırlantadaki ÖTV'yi de kaldırıp oğluna "bi'güzellik" daha yapmıyor?(!) Ama "sallama iddialar" bununla da bitmiyor.. Bu kez "sazı" eline dünkü Milliyet alıyor. Manşet şu: "Bilal Erdoğan, Maye Dış Ticaret isimli bir kozmetik şirketinin de ortağı çıktı" Haberin detayında "dişe dokunur" sadece şu var: Bilal Erdoğan'ın % 25 ortak olduğu bu şirket fondöten, krem gibi ürünler yanında fırça da satıyormuş.. ( BaşbakanErdoğan,Davos'taPeres'eattığı"fırça"yıoğlundanmıalmış,bilmiyorum..Haberindetayındagöremedim!) Şimdi gelelim, Başbakan Erdoğan'ın yanlış bir "savunu"suna.. Tunceli'debeyazeşyadağıtılmasıhiçdehoşbirgörüntüsergilememektedir; çünkü: BİR: Buzdolabı, çamaşır makinesi tamam lüks değildir ama zaruri bir ihtiyaç da değildir. Buna karşılık, bu hükümetin yiyecek ve kömür dağıtması sosyal devlet ilkesinin bir gereğidir. İKİ: Siyasi "strateji" açısından da yerinde bir icraat değildir.. Çünkü Türkiye'nin tüm köylerindeki beyaz eşya ihtiyacının giderilmesi mümkün değildir. ÜÇ : Mademki her ihtiyaç sahibine beyaz eşya verilmesi mümkün değil, o halde ihtiyacı olduğu halde alamayan her seçmenin, üstelik Ak Parti'ye oy vermiş olup da beyaz eşya alamamış bir seçmenin de itirazı ile karşı karşıya kalınacaktır. DÖRT : Ben istiyorum ki sosyal bir devlette, ayağı sakat olan ama "akülü sandalyesi" olmadığı için rahatlıkla sokakta dolaşamayan tek bir, evet tek bir insan kalmasın.. Akülü sandalyeye bu memlekette ihtiyaç duyan kaç kişinin olduğunu " birmerhametvevicdanyolcuları"danoluşanTürkiyeOmurilikFelçlileriDerneği'nin(tofd.org.tr) sitesine girdiğinizde göreceksiniz.. BEŞ: Vali, kaymakam ve belediye başkanlarının görevi, bölgesinde buzdolabı olmayanları tespit etmek değil, buzdolabından su içebilmek için buzdolabınınyanınadahiyürüyemeyecekdurumdaolanlara"akülüsandalye " tedarik edebilmektir. İnanıyorum ki, Sayın Başbakanımız bu konuya el atacak ve muazzam hizmetlerine bir halka daha ekleyecektir.. Son söz: Tamam, bazı gazeteler KamerGenç'inçiçek"sulamasına " da değinsin; Cihan Kamer'in şirketinde hafiyelik de yapsın.. Ama Kamer Genç'in memleketinin "Nazimiye" ilçesi dahil tüm köylere bu hükümet döneminde "su"götürüldüğünü de yazsın.. Ve Nazimiye'deki buzdolabı dağıtımını yazarken, " nizamiye "de " derindondurucu "ya atılan alengirli mevzuları da yazsın!