Gazeteler, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılarak "Allah üzerine yemin etmek" ibaresinin kaldırılacağını yazdı. Bilenler bilir; mevcut yasaya göre yemin "Allah'ım ve namusum üzerine yemin ederim" diyerek yapılır. (Bu yeminin şekli o kadar mantıksız ki, örneğin bir genç kıza tecavüz eden sanığın lehine tanıklık yapacak olan biri var diyelim.. " Allahsızkitapsızvedahnamussuzherifinteki" olan bu herif-i naşerif kalkıp da mahkemeye hitaben "Efendim namusum üzerine yemin ederim ki bu herif namuslu biridir" dediğinde bu, namus kavramını beş paralık etmek değil midir?) İşte bu yemindeki Allah sözcüğü çıkarılıyor ve yeminin şöyle yapılması öngörülüyor: "Kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum." Bu değişiklik yerindedir; zira bir mahkemenin, Allah'a inanmayan birine "Allah üzerine yemin et" demesinin Allah aşkına ne manası vardır? Mahkemede "Ben Allah'a inanmıyorum ki.." diyen birine hakimin kalkıp "Evladım, sen inanmasan da yemin et" demesinin "rantabl" olan tarafı nedir? Hani "samimi" olmayan bir ifade geçerli değildi? Mahkeme katibi, yemin edecek kişiye celpname gönderdiğinde zarfın üzerine "Allah'ınıseversenduruşmayagel" diye mi yazıyor?! Gerçi Ulusal Yargı Ağı Projesi'ne (UYAP) göre, celbi istenen kişilere davetiye göndermek yerine cep telefonuna"Duruşma falanca yerde falanca saatte" diye mesaj bırakılmaya başlandı artık.. (Bu arada, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'e naçizane bir öneride bulunmak istiyorum, o da şudur: Sadece duruşma çağrıları için değil, verilen cezalar da cep telefonuna mesaj yoluyla gönderilmelidir.. Mesaja misal şöyle yazılabilir: " BoşluğaTCK95/2yaz..5yıl10ayhapiscebinegelsin!Allahsabırversin! ") Evet diyelim ki bir yazar çay bahçesinde otururken bir kişiye "Allah belanı versin" dedi. Bu durumda tanıklığına başvurulan bir "ateist", mahkemeye çıkıp "Hakim bey, Allah üzerine yemin ediyorum ki bu yazar, şikayetçiye 'Allah belanı versin' dedi" derse ne olacaktır?! "Allah belamı versin ki" ben hakim olsam "Allah'a inanmıyorsun bir de kalkıp Allah üzerine yemin ediyorsun.. YürüAllah'ınbelasıherif " derim! Keza, bir yaratıcının olduğuna inanan ama dinlere inanmayan bir "agnostik"in yeminini nereye oturtacağız? Bunun gibi bir diğer "demokrasi ve laiklik" kriteri ise nüfus cüzdanlarında yer alan " dinhanesi" nin mevcudiyetidir. Nasılkibaşınaörtütaktığıiçinbirgençkızınüniversitedeniçerisokulmamasıdünyanınenbüyük"zulümlerinden"biridir . Nüfus cüzdanında din hanesinin yer alması da " akıldışı " uygulamalardan bir diğeridir. Hem Anayasa'da "Kimse dinini açıklamaya mecbur bırakılamaz" şeklinde bir madde olacak hem de nüfus memuru "Hangi dindensin?" diye soracak; bu çelişki değildir de nedir? Eh yaş tezeğe konan sineğin bal üstüne türkü söylediği bir memlekette belki de doğrusu budur! Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan birinin, örneğin bir Musevi'nin nüfus cüzdanının tepesinde ne yazıyor? "Türkiye Cumhuriyeti" yazıyor, değil mi? PekioMusevi'nin"milliyetinin"Yahudiolduğuhususunüfuscüzdanındayazıyormu?Yazmıyor .. (60'lı yılların başına kadar kimliklerde mezhep hanesinin de yer aldığını duyduğumda tuhafıma gitmişti.. Mesela o dönemde adamın biri "namussuz" biri ise, "Mezhebi: Geniş" mi yazıyordu, geniş bir bilgim olmadığı için bilmiyorum.. Din hanesinde "Dini:Bütün " yazıp da mezhep hanesinde " Mezhebi:Geniş " yazanlar da var mıydı, onu da bilmiyorum!) Evet etnik kökeni yazılmayan o Yahudi, Rum ya da Ermeni'nin nüfus cüzdanına "dininin" yazılması devleti neden ilgilendiriyor? Başörtüsünü yasaklayan; Müslüman olmayanın nüfus cüzdanına İslam yazdırtan ve Allah'a inanmayanı Allah üzerine yemin ettiren bir devlet laik maik değildir. Gerçi "İnandığı kutsal değerler üzerine.." diye başlayan bir yemin de belki tartışılacaktır. Örneğin, bir ineğe bir tren çarptığında ineğin sahibi dava açsa ve bir Hintlinin tanıklığına başvurulsa o Hintli " İnandığımkutsalineküzerineyeminediyorumki.." deyip ineğin sahibi lehine ifade verirse ne olacak? Herhalde bu durumda ben hakim olsam bu ifade karşısında o Hintliye " öküzüntrenebaktığıgibi " bakarım.. Ve kahrımdan duruşmaya ara verip " mandayuvayapmışsöğütdalına " türküsünü çığırırım"!