Başbakan Erdoğan, Davos'ta gürlediği için İsmail Hakkı Karadayı'nın 367 meselesi ile ilgili önceki gün yayınlanan ses kaydı da gümlemiş oldu!
Hani Başbakan Erdoğan, Şimon Peres'in sesinin yüksek perdeden çıkışı karşısında bunu Peres'in suçluluk psikolojisine bağlamıştı ya.. Ben Başbakan'ın bu tespitine katılmıyorum.
Zira ses kaydından anlıyoruz ki, İsmail Hakkı Karadayı bırakınız yüksek ses tonu ile konuşmayı alçak ses tonu ile bile konuşmamış, çünkü 2007 ilkbaharında bu konuşmayı hiç kimse duymamıştı!
Dolayısıyla, ya Karadayı'nın yaptığı suç değildi ya da Erdoğan'ın Peres için söylediği doğru değil!
Karadayı'nın ses kaydı deyince, aklıma bir fıkra geldi:
Adamın biri lokantada yediği yemeğin içinden kıl çıkınca garsonu çağırıp "Sizde hiç utanma yok mu?" deyince garson "Hayır, yok.. Ama mıhlamamız var" demiş.
Hatırlarsınız; demokrat isimler 367 hokkabazlığını görünce "Sizde utanma yok mu?" demişti.
Cunta garsonları ise buna karşılık "Oohooo, bizim mutfakta 367 de var" demeye başlamıştı!
Şimdi fıkra fıkrayı açtı: Akıl hastasının biri hastanedeki havuza eğilip su içtikten sonra ağzındaki suyu yere tükürmüş.
Onu gören başka bir hasta "Niye tükürdün?" deyince ilki cevap vermiş: "Havuza iki şeker atmıştım, yine de tatsız çıktı".
Diğeri gayet rahat bir şekilde "E, tabii tatsız olur. Niye karıştırmadın?" demiş.
Cevap: "Orasını karıştırma"!