Gazze de olup biten bugünün acısı. Ama kutsal topraklarda yüzyıllardır süren sancı var. Bunun merkez üssü de Kudüs. Bu kenti Kanuni Sultan Süleyman Han, Kudüs'teki kutsal yerlerin korunması ve güvenliği açısından Eski Şehir ya da Harem olarak adlandırılan 868 dönümlük alanın çevresindeki surları elden geçirtip iyice sağlamlaştırmış. Bu arada Hz. Davud türbesi ile Kubbet'üs Sahra'nın duvar ve kapıları da restore edilmiş. Sevinerek gördüm ki Kubbet-üs Sahra'nın dış kaplamaları tümüyle Kütahya Çinileri'nden oluşmuş. Mescid-i Aksa'nın içindeki halılar ise Süleyman Demirel tarafından hediye edilmiş...
CAMi'DE EL BOMBASI Bu çok önemli bölgeyi gezerken insanın içi cız ediyor dostlar. Çünkü bir ibadethaneyle, Allah'ın bir eviyle asla örtüşmeyecek bir manzara var Mescid-i Aksa'da. İsrail birliklerinin saldırısı sırasında kullanılan el bombası, gaz bombası gibi savaş araçlarının parçaları bir camekan içinde sergileniyor.
HATTAT GELDİ Cuma namazları aşırı yoğun oluyor Harem-i Şerif'de. Bu nedenle Kubbet-üs Sahra'da kadınlar, Mescid-i Aksa'da erkekler cuma kılıyor. Ürdün'den getirtilen çok çok değerli bir hattat çalışırken fotoğrafladım diye çok sevindi görevliler. "Aylardır çalışıyor, tek bir harf için günlerce uğraştığı oluyor" dediler. Bazı ufak tefek olayları saymazsak Osmanlılar, Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna dek Filistin ve çevresinin mutlak hakimi olmuş.