Doktorların yaşama şansının kalmadığını söylediği Efekan Türkoğlu'nun tam 1 yıl sonra hayata dönüşünün hikayesi...
***
Efekan mucizesi
Minik Efekan top oynarken kolu kırıldı. Ameliyata alınan küçük çocuk bu sırada komaya girdi. Doktorlar 'yaşamaz' dedi. Annesi ısrarla, "Oğlum yaşayacak" diye başında 1 yıl nöbet bekledi. Haklı çıkan anne oldu....
Tıp dünyasını şaşkına çeviren, doktorların, "Öldü" dediği ama mucize eseri tekrar gözlerini açan birçok kişi umutsuzlara umut saçtı yıllarca. "Yaşamaz" denilen, komada ya da bitkisel hayatta aylarca hatta yıllarca kalan insanlar, bir mucize eseri hayata yeniden "Merhaba" dedi. Bilim adamları müthiş geri dönüşlere bugüne kadar bir isim koyamadı. Kimi mistik güçlere bağladı dönüşleri, kimi de vücudun kendini toparlaması olarak yorumladı. İşte bu müthiş dönüşlerden birisi bundan 3 yıl önce Almanya'da yaşandı. Olayın kahramanı, şu anda 9 yaşında olan gurbetçi Efekan Türkoğlu'ydu. Her şey 2006 yılının Mayıs ayında başladı. Bir futbol tutkunu olan Efekan Türkoğlu, Berlin'deki evlerinden her zamanki heyecanla sokağa çıktı.
'Futbol tutkunuydu'
Evde gündelik işlerle uğraşan annesi Seven Türkoğlu, bir süre sonra sokaktan gelen bağrışma sesleriyle irkildi. Efekan, arkadaşlarının kucağında acılar içinde çırpınıyordu. Bir pozisyonda arkadaşının ayağına takılan küçük Efekan, kolunun üzerine düşmüştü. Talihsiz çocuğun sol kolu 2 yerinden kırılmıştı. Çağırılan ambulansla Efekan, yakındaki bir hastaneye kaldırıldı. Doktorların, "Basıt bir kırık, bir kaç ay içinde sapasağlam olur" sözleri anneyi sakinleştirmeye yetmişti. Ancak olacaklardan ne annenin ne de doktorların haberi vardı. Ameliyata alınan Efekan milyonda bir yaşanacak bir olay sonucu operasyon sırasında komaya girdi. Doktorlar ne olduğunu anlayamamıştı. Koma, narkozdan ya da atardamara yapılan bir darbeden olabilirdi. Hızla yoğun bakıma alınan Efekan'la ilgili ikinci kara haber de gecikmedi. 9 yaşındaki gurbetçi çocuk, bir süre sonra bitkisel hayata girdi. Doktorlar Efekan'ın artık yaşama şansının kalmadığını söyledi. Ancak Türkoğlu ailesi, bu açıklamayı kabul etmiyordu.
'Fişini çekeceğiz'
Yoğun bakımda makineye bağlı olan Efekan'ın tekrar gözlerini açacağına inanan anne Seven Türkoğlu, "Oğlum ölmeyecek. O çok güçlü biri. Lütfen onun yaşaması için bir şans verin" diye doktorlara yalvarıyordu. O günleri, "İçimde bir his vardı. Zaten Efekan'ın hastalandığına bile inanamıyordum. Son derece sağlıklı bir çocuktu, üstelik basit bir kol kırılması yüzünden onu kaybetmeyi aklıma bile getirmemiştim. İlk günden itibaren 'Oğlum bizi bırakmayacak' diye kendime ve etrafımdakilere defalarca söyledim" diye anlatıyor. Günlerini oğlunun başucunda geçiren Seven Hanım, sürekli olarak elini tutuyor, dualar ediyordu. Bitkisel hayattaki oğluyla hiç bir şey yokmuş gibi sohbet eden acılı anne, oğlunun uyanacağı günü bekliyordu. Ancak, günler hızla geçiyordu ama Efekan'da bir gelişme olmuyordu. Seven Türkoğlu'nun bitkisel hayattaki oğlunun başındaki nöbeti başlayalı 1 yıl olmuştu. Yine ilk günkü umut ve heyecanla oğlunun başucunda beklerken, odaya doktorlar girdi. İlk günden bu tarafa Efekan'ın iyileşemeyeceğine inanan Alman doktorlar, biraz da çekinerek Türk anneye yine aynı şeyi teklif etti:
Artık bu umutsuz bekleyişe son vermeliyiz. Hem size hem de çocuğa eziyet oluyor. Gerçeği artık kabullenmelisiniz. Solunum cihazına bağlı olarak nefes alan Efekan'ın fişini çekeceğiz. Doktorların bu teklifi karşısında aile bir kez daha yıkıldı. Ancak Efekan'ın ısrarla uyanacağını söyleyen anneyi ikna etmek mümkün olmuyordu. Gözyaşlarına boğulan Seven Hanım, doktorlara biraz daha beklemeleri için yalvarıyordu. Tam o saatlerde, Hohenstücken Kliniği Başhekimi Martin Köhler, ailenin gözyaşlarını görünce bir süre daha Efekan'ın solunum cihazına bağlı kalmasına karar verdi. Anne, bir kez daha derin nefes almıştı. Bu olayın üzerinden birkaç gün geçti. Hohenstücken Kliniği bir hemşirenin çığlıklarıyla yıkılıyordu. Efekan'ın yattığı odadan çıkan hemşire Başhekim Köhler'in odasına kadar çığlıklar atarak koştu. Herkes ne olduğunu merak ederken, bu kez doktor da odadan aynı hızla çıkıp Efekan'ın odasına doğru koşmaya başladı.
Günlerce konuşuldu
Efekan'ın gözlerini açtığını haykıran hemşire, 1 yılı aşkın bir süredir hastanede yatıp kalkan ve o anda koridorun diğer ucunda bekleyen Türkoğlu ailesinin yanına koştu. Anne ve ailenin diğer üyeleri soluğu Efekan'ın bulunduğu yoğun bakım ünitesinde aldı ve çocuklarına sarılarak sevinç çığlıkları attı. Efekan, "imkansız"ı başarmıştı. Doktorların defalarca, "Yaşamaz" dediği ve fişinin çekilmesi için ısrarda bulunduğu günlerde arkadaşları tarafından "futbol sihirbazı" olarak çağrılan küçük Efekan'ın Azrail'e çalım atması, Almanya'da günün konusu oldu. Birçok televizyon kanalı Efekan'ın başardığı mucizeyi izleyicilere duyurdu. Almanya'nın dışında birçok ülke de Efekan'ı dünyaya tanıttı. Alman gazete ve televizyonları Efekan'ı "Mucize Türk" olarak tanıtıyordu. Çünkü tıp dünyası çok iyi biliyordu ki komaya giren bir çocuğun uyanması çok zordu ancak Efekan bunu başarmıştı.