Polis muhabirliği günlerimden kalma alışkanlıkla hangi kente gitsem önce emniyet müdürüne "cee" derim. Lakin Balıkesir'de merhaba diyecek müdür bulamadım. Nedeni şu telefon konuşmasında aşikar:

- Müdür bey yok Savaş Bey...
- Makamda mı yok şehirde mi yok?
- Her ikisi de...
- Yani şehir dışında olduğu için makamında da yok...
- Makamı terk etti efendim...
- Ne zaman gelecek?
- Seçimlerden sonra belki döner kısmetse.
- !!!!!!
- Çok özleyeceğiz müdürümüzü ama kendi arzusu n'idelim...
- Sevgili kardeşim anlayamadım, müdür bey görevden filan mı alındı?
- Alınmadı istifa etti...
- Neden?
- Müdürümüz seçimlerde aday adayı olabilmek için ayrıldı görevden...
- Balıkesir'e mi başkan olmak istiyor?
- Hayır...
- Hatırladığım kadarıyla Kütahya Emniyet Müdürüyken de son genel seçimlere katılmak üzere istifa etmiş sonra vazgeçip geri dönmüştü...
- Haklısınız ağabeycim doğru hatırladınız...
- Yine Kütahya'dan mı aday?
- Yok abi İstanbul'da Beşiktaş'tan.
- Hangi parti?
- Daha açıklamıyor ama galiba AKP olacak...

PEK SEVİNMEDİM
Hem telefondaki memura hem de içimden "Coşkun Hayal müdürümüze hayırlı olsun" dedim ama biraz da yüzüm buruştu. Aktif polislik yapanların siyasete cumburlop yapması hep tuhaf gelir bana. Kaybederlerse dönüp yeniden emniyet teşkilatında göreve devamlarının sakıncası fazla çünkü. Politize olduklarını, taraflarını, siyasetlerini belli ediyor sonra da tarafsız olmaları gereken emniyetçiliğe devam ediyorlar. Hoş değil. Kenti böyle kritik günlerde emniyet müdürsüz bırakmak da caba. Yine de mademki böyle bir hak var, o da kullanmak istemiş gerçekten de hayırlısı olsun.