Galatasaray çok üst düzey bir kadroya sahip... Skibbe düzgün bir çalışma programı yapsın, düzeni bozmayacak kurgu hazırlasın yeter. Yıldız futbolcular gerisini halleder ve Cimbom'u başarıya ulaştırır.
2008-2009 sezonunun ilk yarısını bir maç eksiğiyle tamamladık. İlginç bir ilk yarı oldu. 3 Büyüklerin puan kayıpları zirve mücadelesine daha fazla takımı ortak etti. Trabzonspor, Sivasspor, Ankaraspor, Kayserispor hatta Gaziantepspor hem oynadıkları futbol, hem de aldıkları puanlarla zirve mücadelesine renk kattılar. Bence, ligin ilk yarısının en dikkat çeken noktası genç Türk antrenörlerinin çıkışlarıydı. Şans verildiğinde neler yapabileceklerini gösterdiler. Ersun Yanal, Bülent Uygun, Aykut Kocaman, Nurullah Sağlam, Rıza Çalımbay, Şifo Mehmet'in takımlarını izlemekten büyük keyif aldık. İşte tam bu noktada Galatasaray'ın sezon başında takımın başına teknik direktör olarak Michael Skibbe'yi getirişini eleştirmiştim. Sarı-Kırmızılılar müthiş bir takım kurmuştu. Bu kadroyu ya çok kariyerli, tecrübeli bir teknik adam yönetmeliydi, eğer bu çok maliyetli ve başka riskler taşıyorsa stajyer teknik adamlık yeni bir Fatih Terim yaratmak için kullanılabilirdi. Hem kariyeri tartışılan hem de Galatasaray'ı tanımayan Skibbe'nin yönettiği Steaua Bükreş maçları Sarı- Kırmızılılar'ı büyük bir organizasyonun, çok ihtiyacı olduğu büyük bir gelir kapısının dışına itti. Deplasmanlarda 1 puanı başarı gören Eskişehir ve Bursa gibi takımların Galatasaray'ı 1 kişiyle mağlup ettiği başarısız bir dönem yaşandı. Bunun neticesinde Skibbe'nin yardımcılarının yollanmasına, Kalli'nin danışmanlığa getirilmesine tanık olduk. Her teknik adam bu müdahaleleri kabullenemez ama Skibbe, Galatasaray şansını hiçbir koşulda bırakmak niyetinde değildi, hele yıldızları coşmuşken. Evet, Sarı-Kırmızılılar'ın yıldızları son maçlarda gerçekten müthiş oynuyorlar. Arda ve Kewell zaten iyi başlamışlardı. Ama Lincoln'ün çıkışı, Baros'un ona ayak uydurması, Galatasaray'ı tüm kayıplarının arkasından gerek UEFA, gerekse de ligde çok iyi bir konuma getirdi. Gelinen bu durumda sakatlıktan çıkan ve orta alanın toparlanmasında rol oynayan Mehmet Topal ve Barış'ın katkılarının da altını çizmek lazım. De Sanctis'i, Ayhan'ı, Servet'i, Hakan Balta'sı, Sabri'si, Aydın'ı, Nonda'sı ile Galatasaray gerçekten çok iyi bir kadro yapısına sahip. Üçlü, dörtlü savunma sistemlerini oynama yeteneğini de ispat ettiler. Oyuncuların bir çoğu teknik adamlarından daha iyi futbolu biliyorlar. Sorumluluk sahibi kişilik yapısında çok oyuncu var. Galatasaray'daki teknik adamın yapacağı tek bir şey var. Düzgün bir çalışma programı, bu düzeni bozmayacak takım kurguları... Skibbe'nin sadece bunları yapması yeterli olacaktır. Takımın ahengi ve düzeni konusunda başkan Adnan Polat, Adnan Sezgin ve son dönemde Kalli'nin de Skibbe'den çok daha etkili olduklarını görüyoruz. Sonuç olarak sezonun ilk yarısı, Galatasaray için başlangıçta gerçekten de çok sıkıntılı bir şekilde başladı. Ancak, bütün olumsuzluklara rağmen puan cetvelinde oldukça iyi bir yerde noktalandı. Genel olarak baktığımızda ikinci yarıya en hazır ,kadrosuna takviye istemeyen takım Sarı-Kırmızılılar gibi gözüküyor. Ama her zaman söylediğimiz gibi futbol çok dinamik bir süreç... Her an her şey olabiliyor. Her şeyin bir anda tersine dönebilme ihtimali sürekli söz konusu olabilen bir durum. Yaşanabilecek olumsuzlukların Sarı-Kırmızılılar adına en aza indirgenebilmesi için takımda her pozisyondaki görevlilerin işlerini layıkıyla ve eksiksiz olarak yerlerine getirmelerinin gerekli olduğunu söyleyebiliriz.