'Z'den A'ya Karadeniz' turuna çıkan Savaş Ay, fotoğraf makinesini kapıp Of'un sokaklarına daldı... Genç kaymakamın başarılarından Ofspor'un dertlerine kadar pek çok yaraya parmak bastı...


Bir 'Of' çeksem

Alıp fotoğraf makinemi, dalıp ara sokaklara fotoğraflasam, bir "Of" çeksem.

Bu başlığı atmamda derin mana var arkadaşlar. Niyetim türküdeki "Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır" lafının altını çizmek değil. Burada sözünü ettiğim acı-hüsran-dert-kasavet "of"laması değil çünkü. Ben burada Of ilçesinden bahsetmek istiyorum. Alıp fotoğraf makinemi, dalıp ara sokaklara fotoğraflasam, bir "Of" çeksem diyorum yani. Sonra dileğimi yerine getiriyorum. Nasıl mı, hepsi aşağıda okuyun görün. Saral ailesi Of'un köklü ve oldukça kalabalık bir ailesi. Yaşamın her alanında soyadı Saral olan pek çok insanımızın çeşitli başarılarını görmek tanımak mümkün. Of'un Belediye Başkanı Oktay Saral da bunlardan biri. 2 dönemdir oturduğu koltuğa bu seçimlerden sonra da oturmaya devam edecek besbelli. Çünkü kiminle konuşsam: "Paşkanumuz eyudur. Yamandur, yiğittur, çalışkandur" diyor.

MÜTHİŞ KAYMAKAM
Kardeşi Ercan Saral da Ofspor'un başkanı. Deli fişek gibi bir delikanlı Ercan Saral. Genç yaşına karşın ilçesi için de takımı için de epey iş başarmış. İşinde gücünde ciddi, atak, çalışkan, özel hayatında da tatlı dilli, serazat, dost sıcacık bir delikanlı o. Urfa Birecik üzerine yazarken bir kaymakamdan sıkça söz ederdim anımsayın. Tuncay adlı bu genç kaymakam da bir süredir Of'ta görev yapıyor. Böyle kabına sığamayan adamların kolektif aklına emanet olunca kente de daha bir kıpırtı, canlılık gelmiş.

HAVALAR DA İYİ
Sohbetlerimiz öncelikle Of'un adı üzerine. Mevzu bir ama rivayet muhtelif derler ya, Of isminin nereden geldiği konusu da aynen öyle. Biri çıkıp güzel güzel anlatıyor. Diyor ki; "Koman Türkleri'nde vatanı hiddetli bir şekilde korumak anlamına gelen 'Ofsin' kelimesi varmış. Zamanla söyleniş değişikliğine uğramış, Of olarak kullanılmaya dönüşmüş. Sonra bir başka dostumuz çıkıp alternatif sunuyor: O zamanki yollar çok dönümlü, iniş-çıkışlıymış burada. Bölüm anlamına kullanılan Ofis sözcüğü değişe dönüşe Of olmuş çıkmış. Şansıma hava da pek güzel, bu mevsimde yağmursuz yaşsız gün bulmak zormuş çünkü. "Her mevsim yağar burası" diyorlar. Yazlar bile serin, yağmurlu olurmuş.

AY HİKAYELERİ
Ercan Saral'la sohbetteyiz bir ara. İlginç şeyler konuşuyoruz ki aha şöyle... - Abi senin soyadın Ay diye ayrı bir sempatimiz var sana...
- Ne alaka Ercan'ım?
- Burada ta nenelerden, dedelerden kalma bir inanış var ay üzerine...
- Nedir o?
- Ay yeniye geçmeden tohum ekilmez, tarla biçilmez, yaylaya çıkılmaz, yayladan inilmez, kuluçka basılmaz.
- Allah Allah?
- Hatta çok köklü gelenekçi olan büyüklerimiz daha ileri götürler işi...
- Ne yaparlar?
- Güneş ve yağmur duaları, nazarlık takma, al basması, ay kesimi gibi türlü çeşit ritüelleri vardır...

ESAS ÇOCUK "ÇAY"
Bir ara kahveleri, köylü pazarlarını geziyorum. Onların o mahalli ağızla konuşmasını dinlemek büyük keyif. En ciddi şeyleri bile anlatırken araya mutlaka güldürecek parçalar atıyor, harika espriler üretiyorlar. Muhabbet ekime dikime hasada geldiğinde de açıklıyorlar. Anlıyorum ki Of'ta tarım arazilerinde ekilen, yetiştirilen ve üretilebilen ürün çeşitleri epey bol. Ama bu bol ürünler arasında bile "esas çocuk" çay tabii ki. İlçede yaklaşık 100.000 dekar arazide çay üretimi yapılıyormuş. İlk 1945 yılında başlayan yaş çay üretimi giderek geniş alanlara yayılmış. "Yılda üç sürgün hasadı yapar yıllık 118.888 ton civarında yaş çay alımı yaparız" diyorlar. Kuru çay da fevkalade miktardaymış. Yaklaşık 18- 22 bin ton kuru çay elde edilirmiş.

AZ ŞEY Mİ BU
Soruyorum, söyleşi devam ediyor...
- İyi para getiriyor mu bari?
- Getirmez mi? Hem para getiriyor hem de iş bulmasını sağlıyor bunca insanın...
- Kaç kişi belli mi?
- Bize iletilen kadarıyla sırf Çaykur'a ait 5 çay fabrikasında yaklaşık 2145 daimi ve geçici personel çalışıyor az mı?
- Peki fındıkta durum ne?
- O da iyi maşallah. Hani iklim şartlarına bağlı olarak 450-550 ton fındık üretimi yapabiliyoruz ilçede. Mısırda da iyiyiz. Yaklaşık 8000 dekar arazimiz de mısır ekeriz. Son defasında 2600 ton civarında ürün aldık şükür ki.
- Burada meyve sebze bolluğu gördüm ama fiyatlar düşük geldi bana. Ne para kazanacak ki köylü. Masraf büyük satış fiyatı düşük?
- Burada sebze meyveyi pazar değeri olarak düşünmeyin Savaş Bey. Biz meyve sebzemizi kendimiz günlük tüketiriz.
- Kara lahana da dahil mi buna. İstanbul'da bile her yerde var artık
- (gülerek) Son yıllarda Of'ta seracılık yaygınlaştı diye üretim fazla. Bir de salatalık ve marul, kivi, ceviz, narenciye de gelişti. Sizin İstanbul'da yediğiniz muhtemelen teyzemizin, halamızın, ana babamızın mahsulüdür.