AK Parti, milliyetçi söylemi öne çıkardı. CHP türbana yaklaştı. MHP, Alevi yaklaşımına girdi... AK Parti, CHP ve MHP'nin bu arayışlarının temelinin iyi anlaşılması gerekiyor. Tüm bu arayışların, yeni yönelimlerin, Mart 2009 yerel seçimleri ve muhtemel genel seçimle doğrudan ilgili olduğu açık. CHP lideri Deniz Baykal'a, destek veren en sürpriz isim Başbakan Erdoğan oldu. Erdoğan'ın oy alma anlamında siyaseti bizlerden çok iyi bildiğine hiç ama hiç kuşku yok. Erdoğan, CHP'ye çarşaflı kadınların üye olması ile ilgili "Türkiye'de güzel gelişmeler oluyor, temenni ederim ki bu süreç aynen bu şekilde döner" dedi.
NORMALLEŞME Baykal'ın yerleşik kalıpları yıkan çıkışları, Türkiye'de "normalleşme" yolunda hayati gelişmeler yaşandığının habercisidir. Baykal'ın "çarşaf açılımı" veya "tek parti zihniyeti"ni eleştirmesi gibi "simgesel" atakları, kronik sorunların çözümü yolundaki psikolojik eşiğin aşılması anlamına geliyor. Son 20-25 senedir Türk-Sünni İslam tezlerine çok yakın duran MHP de Aleviler'e yönelik bir açılım arayışına girdi. MHP lideri Devlet Bahçeli de seçim için hazırlıklarını yapıyor. Başbakan Erdoğan'ın günlüklerini yazarak, tarihe ışık tutacak noktalara parmak basan, danışmanı Yalçın Akdoğan (Yasin Doğan) "CHP'nin normalleşmesi, Türkiye'nin normalleşmesidir" diyor. CHP, yalnızca aldığı oy oranıyla ifade edilemez. Toplumun ve devletin önemli sinir uçlarına oturan CHP zihniyetinin geçireceği dönüşüm Türk siyasi hayatı için hayati önemdedir. CHP belki uzun yıllardır iktidara gelememiştir, bundan sonra da güçlü bir iktidar oluşturması kolay değildir, ama takındığı tavır, Türkiye'nin dönüşümüne etki etmektedir.
BAŞBAKAN'IN DESTEĞİ Erdoğan'ın danışmanı, önemli bir noktayı açıkladı. Başbakan'ın tutumu da manidar. Oysa beklenen nedir? Muhalefet "Siyah" diyorsa, iktidar "Beyaz" der. Hemen amaç ve niyet sorgulaması devreye girer, siyasi söylem boşa çıkarılmaya çalışılır. Erdoğan'ın bu klasik siyasi refleksi göstermemesi önemli. AK Parti'yi başörtüsü istismarıyla suçlayan kesimlerin beklediği tepki, Başbakan'ın Baykal'ın inandırıcılığını sorgulaması ve konuyu CHP'ye kaptırma kaygısıyla işi hafife almasıydı. Oysa Başbakan gerçek derdinin çözüme odaklanmak olduğunu göstermiştir.
BAYKAL NE YAPIYOR? Baykal, tarihi sözler sarf etmektedir. Kadınların yüzde 70'inin başörtülü olduğu gerçeğini kabullenmesi, örtüyle kavgalı olmadığını söylemesi, tehdidin çarşaflı kadınlarda olmadığını vurgulaması ve kendi çapında bir sorgulama içine girmesi önemli. Farklı kesimlere açılmayı salt oy avcılığıyla eş tutmamak gerekir. Her ne kadar temel saik bu olsa da oy açılımı zamanla düşünce açılımına, zihniyet dönüşümüne sebep olur. Bu yüzden CHP'nin oy saikiyle de olsa farklı kesimlerle duygudaşlık yapması, sahiplenme eğilimi göstermesi, sorun ve taleplerine duyarsız kalmaması başlı başına önemlidir. Ümit ederiz ki, Kürt meselesinden Alevi meselesine, AB konusundan muhafazakar kesimin taleplerine kadar her konuda partiler daha yapıcı bir tutum içinde ortak bir noktada buluşabilirler. Siyaset artık, partilerin pozisyonlarına ve kutuplaşmalarına göre değil, işbirliği ve uzlaşmaları üzerinden gerçekleşir.