Kentin röntgenini çekmek için ya taksiye bin ya berbere git ya da kahvehaneye dal. Sen lafı aç, gerisi gelir, malumatlar birikir. İşte bindiğim taksiden minik tefek kent tüyoları... - Hoşgeldin Savaş Abi. Hayra mı şerre mi gelişin?
- Töbe de yahu benim ne işim var şerle? - Yok yani bir şey var da bilmiyorsak... -
Taksicilerin bilmediği olur mu? - He he heee... -
Gülersin di mi? - Vallahi doğru söylüyorsun abi. Her binenden bir şey kapıyoruz. Akşam durakta birbirimize anlatıyoruz dedikodu birikiyor... -
Son günlerde ne var mesela? - Siyasi mi, ekonomik mi, spor mu, aga nigi mi...
- !!!!!!!! - Yani aga nigi deyişim yanlış anlama kötü değil de ufak işler...
- Neymiş o ufak işler? - Pepinocu İdris'i duydun mu...
- Pepinocu İdris kim yav? - Abi müthiş bir adam bu. Çiftçi ama bilgin ve de mucit bir çiftçi...
- Bilgin ve mucit mi? Ne icadı var ki? Hem pepinocu da neymiş?
- Abi pepinoyu biz de yeni öğrendik. Bir meyveymiş. Küba'da mı Peru'da mı ne yetişirmiş. Bizim İdris bunu TRT televizyonunda Tarım Programı'nda görmüş. Kağıda kaleme notlar alıp bir yerden 2 kök pepino bulmuş, ekmiş. Şimdi şahane meyveler alıyor. Şehrin sosyetesi yiyor. Küçük karpuz gibi ama tadı çok daha güzel diyorlar.
- Nerede bu İdris gidip görsem pepinoları? - Ereğli de abi. İstersen götürürüm tenzilatlı tarifeden.