Galatasaray'ın ligdeki deplasman karnesi kötüydü. Avrupa'dan sonraki son 3 maçını kaybetmişti. Ama bu defa Sarı-Kırmızılılar şeytanın bacağını kırdı. Aslında 60 dakika yani Galatasaray'ın birinci golü gelene kadar, ne Galatasaray'ın ne de Ankaragücü'nün gol atacak havası yoktu. Golsüz berabere bitecek bir müsabaka gibi gözüküyordu. Özellikle Galatasaray'ın bu görüntüsünde Lincoln, Baros ve Kewell'ın sahada olmamalarının önemli bir rolü var. Yani Galatasaray adeta forvetsiz oynuyordu. Kewell biraz istekliydi ama çok top kaybediyordu. Lincoln ile Baros hiç topla adeta buluşmak istemiyorlardı. Bunda biraz suni çim, sakatlık korkusu etkili oldu diyebiliriz. Ama 60. dakikadan sonra sanki oyunculara bir sihirli değnek değdi ve arka arkaya atılan 3 gol Galatasaray'ın kayıpları oynayan bu 3 oyuncusundan geldi. Bu 3 isim Galatasaray için çok önemli. Onlar oynamadan galip gelmek mümkün mü? Aslında deplasman karnesinin kötü olması işte bu 3 oyuncunun o maçlarda işi hafife almalarından kaynaklanmıştı diyebiliriz...Dün akşam Galatasaray sisteminde bir değişiklik yaptı ve 3'lü defans denedi. Sabri'nin olmaması, Kewell ve Arda'nın solda oynama isteklerine çözüm bulmak adına denenebilir bir taktik değişimdi. Galatasaray'ın dünkü taktiği kadro yapısına uygundu. Ama kanatları sadece Barış ve Arda ile tek kişi koruma kurgusu kanatları iyi kullanan hızlı çıkan takımlar karşısında sıkıntı yaratabilir. Ankaragücü, Galatasaray'ın zaaflarına iyi çalışmamış hatta Galatasaray'dan çok fazla korkmuş. Golleri yiyene kadar sadece Galatasaray'ı durdurmak için çabaladılar. Böyle olunca da Galatasaray'ın yetenekli oyuncuları bir yerde cezayı kestiler. Goller gelene kadar Galatasaray'ın ayakta kalmasını orta sahasındaki oyuncularına borçlu. Barış ve Arda kenarlarda, Mehmet Topal ve Ayhan da göbekte hem defans yaptılar hem de takımı hücuma taşımaya çalıştılar. Sonuçta Galatasaray, UEFA'dan sonra ligde de zirveyi istediğini gösterdi ve bu yolda çok önemli 3 puan aldı.