Birkaç defa imalatçı firmalara kredi verilmesini, verilecek kredilere devletin kefalet vermesini ve faizlerinin bir kısmını da devletin ödemesini önerdim. Dünkü haberden bu önerimin devlet yöneticileri tarafından değişik bir şekilde kabul gördüğü anlaşılıyor. Habere göre, tüketici kredi faizlerinin yarısını devlet ödeyecekmiş. Olabilir. Ancak, bunun için yerli ürün almak koşulu konulacakmış. İşte bu olmaz! Bunu yapmak sıkıntı yaratır. Pek çok anlaşmada ve uluslararası sözleşmede rekabeti koruma yükümlülüğü altına girmişiz. Bunun için bir de Rekabet Kurumu kurmuşuz. Yerli imalatçı bu şekilde korunmaya kalkılırsa sonucunun nereye gideceğini de hesaplamak gerekir. Yerli malı desteğinin en doğru yöntemi imalatçıların desteklenmesi yöntemiyle olur. Tüketici kredilerini desteklemenin bir yönü de spot mal piyasalarıdır. Kredi kullanıp mal alanların çoğu o malı spot piyasada paraya çevirir. Spot piyasa fiyatları düşer. İnsanların yönü spot piyasaya döner.
Kamu alacaklarında kefil Kamunun alacakları 6183 sayılı Kanun'a göre takip ve tahsil edilir. Kanun'un 3'üncü maddesinde kamu borçlusu; kamu alacağını ödemek zorunda olan gerçek ve tüzel kişiler ve bunların yasal temsilcileri, mirasçıları, vergi mükellefleri, vergi sorumluları, kefil ve yabancı kişi ve kurumların temsilcileri olarak tanımlanmıştır. Kamu alacakları için kefil aynı Kanun'un 11'nci maddesinde düzenlenmiştir. 6183 sayılı yasada kullanılan anlamda kefillik, genel anlamda bir borcun ödenmemesi durumundaki kefillik değildir. Adi kefalette alacaklının önce borçluya başvurması, alacağını alamazsa kefile başvurması gerekir. Yani alacağın kefilden istenebilmesi için borçludan tahsil edilememesi gerekir. Kamu alacaklarında kefalet müşterek borçlu ve müteselsil kefalet şeklinde olur. Bu durumda kefil, borçlu ile birlikte asıl borçlu durumundadır. Alacaklı asıl borçluya başvurmadan hatta alacak rehinli olsa dahi rehnin paraya çevrilmesi yoluna gitmeden kefile başvurabilir. Bu nedenle kamu alacaklarında kefil kamu borçlusu olarak sayılmıştır. Asıl borçludan farkı yoktur.