Tiroid hastalarındaki kolesterol yüksekliği; şişmanlığın yanısıra kalp hastalıklarına da yol açar.
Tiroid hastalarında kolesterol düzeyi yüksektir. Bu, şişmanlığa ilaveten beraberinde kalp-damar sistemi hastalıklarının olabileceğine işaret eder. Dolayısıyla, kilo verdirici rejimlerin bir parçası olan fiziksel egzersiz, bu kişilerde dikkatle planlanmalıdır. Bu nedenle; zayıflama rejimine girecek hastalarda öncelikle tiroid hormonu ölçümleri yapılmalıdır. Bu amaçla tarama testi olarak TSH isimli hormon ölçülmelidir. Bu hormon; tiroid bezesinin çalışma ve fonksiyon düzeyi hakkında önemli bilgiler verir. Bu testte anormallik varsa diğer tetkikler istenir. Fakat dikkat edilmesi gereken husus, bu hormonun düzeyinin her yaşta aynı olmayacağıdır. Bazı diyetisyenlerin hekim kontrolü olmadan obez hasta kabul edip birçok kan tahlili, hormon ölçümleri ve hatta filmler istediği maalesef ülkemizde bir gerçektir. Ancak, diyetisyenlik mesleki eğitimi bu istenilen tetkikleri yorumlayabilmek ve hastalık tanısı koymak için gerekli bilgiyi kapsamaz. Bu tarz uygulamanın meslek etiği ve yasal yönü bu kitabın konusu olmaktan uzaktır, ancak yapılan ölçümün sonucu "laboratuvar normal değerleri" içinde olsa dahi bu sonucun hastanın yaşına, cinsiyetine, çalışma koşullarına, fizyolojik durumuna (örneğin hamile, loğusa olup olmadığına), göre "düzeltilmesi" ve ona göre değerlendirilmesi gerekir. Örneğin, aktif, genç bir hanımın TSH düzeyi, yaşlı ve pasif bir yaşam süren diğer bir kadından daha düşük olması beklenir. TSH ve tiroid hormon ölçümlerindeki anormallik (düşüklük veya yükseklik) her zaman çok bariz olmayabilir. Bu tetkikler yorumlanırken hastadaki muayene bulguları da dikkate alınmalıdır. Bu tür ince ayrımlar yapmadan yapılan değerlendirme "border-line" veya "subklinik" olarak adlandırılan "sınırda" veya "gizli" tiroid hormon yetmezliği (hipotiroidizm) vakalarının gözden kaçırılmasına neden olur.