Bütün hafta devam eden kışkırtıcı demeçler, karşılıklı atışmalar... Tribünlerde Beşiktaş taraftarı yok. Stat tamamen Bursalılar'la dolu. Başkanlar şeref tribününde yerlerini almışlar... Ortalarında Lütfi Arıboğan, Futbol Federasyonu'nu temsil ediyor. Temennim bundan sonrası için centilmenlik anlaşmasının hep devam etmesi. Bu kaos ortamı bundan sonra bir daha asla yaşanmamalı. Karşılaşmaya Beşiktaş çok süratli başladı. Sahanın her yerinde rakibe amansız bir pres uyguladı. Bursaspor adeta nefes alamadı. Ayrıca 2 pas dahi yapamadı. Böyle olunca da Beşiktaş pozisyon üzerine pozisyonlar buldu. Fakat gol ayakları beceriksizdi. Bilhassa dün çok çalışan Nobre öyle bir gol kaçırdı ki ağzımız açık kaldı. Bursaspor ise ilk 45 dakikada sadece Yusuf ile pozisyon bulabildi. İlk yarı golsüz biterken, Ertuğrul Sağlam'dan hazırlık kampını çok iyi bir takım aldığı gerçeğini açıklayan Mustafa Denizli'nin haklılığı bir kez daha su yüzüne çıktı. İkinci yarı, oyunun 3'te 2'sinde hücumu düşünen Beşiktaş'ta doğal olarak yorgunluk emareleri görülürken Bursaspor biraz daha etkili olmaya çalıştı. Ama pozisyon zenginliği yine Beşiktaş'ın olmasına rağmen bir türlü skoru değiştirecek gol gelmedi. Hep gençlerin arkasındayım. Ama şu Serdar Özkan ile ciddi ciddi konuşulmalı. Ayakta durmakta zorluk çekiyor. Ve formsuzluğunun sonucu öyle bir gol kaçırıyor ki anlaşılır gibi değil. Bir sözüm de Bursaspor'lu Sercan'a... Oyunda varlığı yokluğu belli değildi. Beşiktaş'ta geri üçlü Gökhan Zan, Zapotocny ve İbrahim Toraman sıfır hatayla oynarken, Bursaspor'un gol bulması zordu. Beşiktaş, tedirgin ve pozisyon üretmekte zorlanan Bursaspor'u yenememesinin sıkıntısını yaşadı. Siyah-Beyazlılar, umarım bu puan kaybını ligin sonlarına doğru aramaz.