Öhhh, ohhh! Pazartesi akşamı izlediğim 'Elveda Rumeli' yine eski tadını bulmuştu. O kadar büyük bir keyifle izledim ki anlatamam. Sütçü Ramiz ve ailesinin 'ayak topu' maçında yerlere yattım. Özellikle Hasan karakterini canlandıran Tuna Orhan, mimikleri ve hareketleriyle uzun süredir unuttuğumuz bir oyunculuk sergiliyor.
Erdal Özyağcılar ve Şebnem Sönmez ikilisinin tecrübesi ve uyumu bütün ekibi etkisi altına almış durumda. Hüzünde bile mutluluk bulan bu karakterlerin derin kederlere sürüklenmesi, diziyi olumsuz anlamda etkilemişti.
İyi ki, acının reytinginden vazgeçildi ve araya 'ayak topu' sahneleri yerleştirildi. Bu arada 'suret' çektirmenin büyüsü bütün kasabayı sardı. Günümüzün popüler kavramları 'futbol' ve 'fotoğrafçılık'la halkımızın nasıl tanıştığını izlemek de bu yapımın tarihe ışık tutma misyonunu yerine getirdi.
Ancak gerçeklikten de uzaklaşılmadı. Saçını, sakalını kesen Bulgar eşkıya Dimitri'nin Müslüman olduğunu düşündürtmek için 'Allah-ü Ekber' diye silahını ateşlemesi, günümüzde ortalığı karıştırmaya çalışanların 1800'lerdeki haliydi.
İzleyiciler, bu sahneyle bir topluluğu diğerine düşman etmenin ne kadar eski bir oyun olduğunu anlamıştır umarım.