Antalyaspor maçının ilk yarım saatine baktığımızda Beşiktaş'ta kayda değer hiç bir şey göremedik... Cılız ataklar ve etkisiz bir futbol... Moral kondisyonu neredeyse sıfıra yakın Antalyaspor oyunda hiç bir varlık gösteremiyor, daha doğrusu iki pas bile yapamıyordu. Tribünleri dolduran Beşiktaş seyircisi her zaman alışık olduğumuz tempolu tezahüratlarını neredeyse maç boyunca sürdürdü. Ne var ki takım, ilk yarıda kendilerini destekleyen taraftarlarının bu tezahürat temposuna ayak uyduramadı. Seyircinin temposu yükseldikçe sahadaki mücadele ise aynı oranda düşüyordu. Dün gece takımının başında kaptan olarak sahaya çıkan yetenekli Serdar Özkan şöyle bir kıpırdıyor, ancak ilk yarıda hiç bir sonuç çıkmadı. Devre adeta halı sahalarda oynanan gazozuna maçlar gibi bir oyunla geçince iki kaleci Hakan ve Ömer de yorulmadan soyunma odalarına gitti. İkinci yarıda gerek tribünlerdeki Siyah- Beyazlı taraftarlar gerekse de bizler Beşiktaş'ın çok daha etkili bir futbol sergileyeceğini ve rakibi karşısında istediği sonucu alacağını düşünüyorduk. Gerçekten de sahada daha farklı bir Beşiktaş vardı. Yapılan ataklar kısır gibi görünse de gollerin habercisiydi adeta. Kara Kartal, 72. dakikada Cisse'nin ayağından bulduğu golün ardından Dolmabahçe semalarında kanatlandı... Toplam 5 dakika içerisinde önce Holosko, ardından da Tello rakip fileleri havalandırarak zaten neşeli olan taraftarlarını mestettiler. Sonuçta da Siyah-Beyazlılar son derece zorlu gruba önemli bir 3 puanla başlamış oldu. Beşiktaş "En kıymetli Varlığımız, Yaşasın Cumhuriyet" yazılı bir pankartla sahaya çıktı ve büyük de sempati topladı. Antalyaspor'da yeni teknik direktör Şifo Mehmet'e tribünlerde gösterilen sevgi görülmeye değerdi... Kendisine Süper Lig'de başarılar diliyorum.