İnönü Stadı'nda güzel bir sonbahar akşamı... Bunu fırsat bilerek maça biraz erken gittim ve ilk iş olarak kadroları elime aldım. Ama A Milli Takım kadrosunda yer alan Serdan Özkan ilk 11'de yok. Ümit Milli Takımda harikalar yaratan ve 2'şer gol atan Aydın ve Batuhan Karadeniz de 18 kişilik kadroda yok. Artık gelecek için ümitlerim iyice tükeniyor. Allah aşkına, Beşiktaş kimlere emanet. Trabzon'da "Bize 1 puan yeter" anlayışıyla mücadele eden Beşiktaş yine aynı mantaliteyle ve oyun planıyla tek forvette ısrar ediyor. Bu sefer Bobo yok, onun yerine Nobre sahada. İkisini beraber oynatmak ise yürek işi. Ama o cesaret nerede? Maç başlıyor. Rakip iyi bir amatör takım hüviyetinde. Ertuğrul hoca, kendi sahasında skor için oyunun kanatlara yayması gerektiğini unutmuş gibi. Uğur İnceman'ı sağ kanada çekmiş. Sağ kanat tabii ki felç. Garibim Serdar Kurtuluş çırpınıp duruyor. Dakika 24... Rakip oyuncu Seric'in yanından tren gibi geçip gidiyor; bizimki ise seyretmekle yetiniyor. İyi ki Rüştü kapanıyor. İlk yarının son dakikalarında Beşiktaş, biraz daha gayretli ama bir türlü kanatları kullanamıyor. Haliyle, bu şekilde Kartal da kanatsız uçamıyor. İkinci yarı başında Nobre'nin kafa vuruşunda Metalist kalecisi inanılmaz bir şekilde golü engelliyor. Dakikalar 51'i gösterdiğinde Holosko'nun iyi takibiyle gol geliyor. Tribünler de derin bir "Oh" çekiyor. Hemen akabinde Beşiktaş kalesinde bir tehlike... Top direkte patlıyor. İçimden "Günaydın" demek geliyor... Ertuğrul uyanıyor... Serdar Özkan ve Bobo oyuna girerken Nobre ve Tello da oyun dışı kalıyor. Bence rakip takım kendi sahasında daha büyük işler başaracak bir hüviyette. Direkten dönen iki topları bizde bu izlenimi uyandırmaya yetti. Temennimiz bu skor Beşiktaş'a Ukrayna'da yeterli olsun.