Sakin, belki biraz içine kapalı... Sessizliğinin altında hem umut hem de isyan var. İsyanını kendine saklıyor, umutlarını dile getiriyor. Devrim Saltoğlu ile Cihangir'de buluştuk. Ve ünlü oyuncunun hayata ve kariyerine dair anlattıklarına kulak verdik.
* Tiyatroya karşı hiç umudumu kaybetmedim. Bazen röportajlar okuyorum; 'tiyatroya destek verin, seyirci gelsin' falan deniyor. İyi bir şey yaparsan seyirci zaten geliyor. Ben 9 yaşımdan beri tiyatro yapıyorum. Son 8 senedir İstanbul'da tiyatro yapıyorum. Ankara'da 2 sene, Eskişehir Devlet Konservatuarı'nda 4 sene tiyatro okudum. Ama İstanbul'da çalıştığım sürece seyirci açısından hiç mutsuz olmadım. Bazı arkadaşlarımızın 'seyirci gelmiyor' falan demesini anlamıyorum.
* Özel tiyatroların bilet fiyatları biraz daha fazla. Ama insanlar öyle şeylere para ayırıyorlar ki, futbol maçlarının biletleri çok daha pahalı. Zaten herhangi bir tiyatronun kapısına gitseniz ve 'Param yok ama ben bu oyunu görmeyi çok istiyorum' deseniz hiç kimse sizi geri çevirmez.

UĞUR YÜCEL'LE TANIŞMAK
* Seyircinin bize verdiği elektriğe göre oyunun tadı değişiyor. Her gün başka bir şey hissediyoruz. Tiyatro yaşayan bir şey. Suya yazılan bir şey oluyor ne yazık ki... 2-3 sene oynuyorsunuz, sonra unutuluyor.
* Hâlâ beni heyecanlandıran oyuncular var mesela. Gördüğüm zaman sohbet etmek istediğim insanlar. Yüzüne, gözüne baktığım, belki rahatsız ettiğim oyuncular vardır. Uğur Yücel bu isimlerden biri. 3 'Sıla'dan büyük keyif almıştım. Bu tür roller yani dişi roller keşke daha sık düşse... Her bölümde farklı 'ne yaparım?' diye düşünebildiğim bir roldü. Tiyatro oyunuma gelen seyirciler hariç kimse benim 'kötüyü' oynayabileceğimi bilmiyordu. Seyhan Ağa karakterinden sonra çok farklı roller oynadım tiyatroda. Ama genel anlamda Türkiye beni naif, toparlayıcı, sakin bir adam olarak tanıdı. Gül Oğuz'un yeteneğinin payı büyük 'Sıla'daki rolümde. Ben Mardin'e parlak bir tip olarak gittim. Oğuz, bana 'kötü' adam oynamayı teklif etti. Gül Oğuz beni çok tanımamasına rağmen içimi görebildi. Ona bu anlamda yine teşekkür ederim.

BİR DE KOMEDİDE GÖRÜN!
* 'Gonca Karanfil' benim için ortada olan bir projeydi. Ben bulunduğum projelerde 'tutar veya tutmaz'ı çok net söyleyebiliyorum. Nispeten seçiciyim ama bazen biz de şaşırıyoruz.
* Dizilerde üzerimize yapışan rolleri oynuyoruz. Bazen mecbur kalıyoruz. Ancak bana kalsa çift karakterli bir adamı canlandırmak isterdim. Hani gündüzleri kelimenin tam anlamıyla mükemmeldir. Efendidir, sakindir, herkese karşı sevgi doludur. Ama geceleri içinden bambaşka bir adam çıkar. Hastalıklı bir tip oynamak isterdim. Bir de beni komedi oynarken izleminizi çok isterdim.
* Evde olmayı çok seviyorum. 'Sosyal' olarak tabir edebileceğimiz bir insan değilim, asosyal de değilim. İçkiyle aram haftada bir şeklinde olduğu için çevremdeki arkadaşlarıma da ayak uyduramıyorum. Arkadaşlarım her akşam içer, hep bu yüzden arkadaş çevremden uzakta kaldım. Sevdiğim insanlardan da uzak kalıyorum. Çünkü ayak uyduramıyorum, bünyem kaldırmıyor. İçiyorum ama yetişemiyorum.

KENDİNİ DİNLEYEN YAZAR
* Yeni bir televizyon filmine başlayacağım Assos'ta. 'Mıhlı Çay' diye bir proje. Yağmur Ajans'ın bir projesi. Ancak cast çalışmaları henüz devam ediyor. Bir hafta sonra tekrar görüşürsek kimlerle oynayacağımı söyleyebilirim. Ne yazık sektörde işler böyle yürüyor. Yeni boşanmış, kendini dinlemeye gitmiş bir yazarı oynayacağım. Benim için şu an biçilmiş kaftan.
* 25 yaşımda bana bir sihirli değnek değdi. Ne olduğunu bilmiyorum. Aşırı karamsar bir adamdım. Her şeye küsüyordum. Sonra bir şey oldu bana. Bir dönemeç gibi... O zamandan bu yana her şeye pozitif bakıyorum. Mizaç olarak gösteremiyorum. Güldüğümü sanıyorum ama gülmüyormuşum. Her şeyin 'hayırlısı' diyorum. 'Secret' falan değil.

KALABALIK FOBİSİ VAR!
* Popülarite benim istediğim bir şey değil. Kalabalık fobisi teşhisi konmuş bir adamım ben. Üstüne gidiyorum ama benim için 'ünlü' olmak zor. Çevremdekiler de 'rahat ol' diyor ama ben kalabalıkta rahat edemiyorum. Bir alışveriş merkezinde 15 dakika beklemek zorunda kalırsam delirebilirim. Tanınmanın çok avantajlarını yaşıyoruz. İnsanlar çok güzel davranıyor.
* Tiyatro için çok güzel bir projem var. 4-5 yıldır üzerinde çalışıyorum. Bu proje sırasında bir tiyatro atölyesi yaratmaya çalışacağız. 'Vega Salt Tiyatro Stüdyosu'nda hem eğitim vereceğiz hem de bahsettiğim projeleri gerçekleştireceğiz. Yatırım yapacağız ama orada işin içine sanat girecek. Çünkü iyi bir fikir bulursan, dekoru ucuza getirirsin. İyi bir fikir bulamazsan çok şaşaalı bir dekor gerekir. Benim iyi bir fikrim var. Bu anlamda şanslıyım. 3 Ayrıldığım eşimle büyük bir aşk yaşadık. Çok sevdik birbirimizi ama olmadı. Şu aralar aşk yok hayatımda. Sakin ve dingin bir dönemdeyim. Bu benim en sevdiğim dönemim.