Başbakan Erdoğan'ın Danışmanı Yalçın Akdoğan (Yasin Doğan) "Çözüm yolları iyi tartışılmalı'' başlıklı, dikkat çekici bir yazı kaleme aldı. "Toplum soruyor, bu mesele niçin 30 yıldır bitirilemiyor... Bazı sorunların doğası uzun vadeli mücadeleleri gerekli kılıyor. Temel tercihiniz politikanızı şekillendiriyor. 'Hemen çözelim' refleksi çoğu zaman arzu etmediğiniz ve kabul edemeyeceğiniz sonuçlar doğurabiliyor. Çözüm radikal kararı, sıkıntılı bazı süreçleri gerektiriyor. Adım atmış olmak için adım atmak değil, doğru zamanda doğru adımı atmak gerekiyor. AK Parti iktidarı geleneksel politikayı bir kenara bırakıp, taviz vermeden ama cesurca ileri doğru bir adım attı. Yeni politik tercihlerin, kurumsal ve toplumsal karşılığı iyi değerlendirilmelidir. Terörizmle mücadelede de belirlenen politika uzun süreli bir direnç çekişmesine dayanıyor.
AMAÇDİRENCİKIRMAK PKK uzun süreli bir eylem planını uyguluyor. Mücadeleyi uzun yıllara yaymak, güvenlik güçlerini yıpratmak, şehitler üzerinden üretilen yılgınlık psikolojisiyle toplumsal baskı oluşturmak, kendi isteklerini kabul ettirmek... Buna karşı üretilen çözüm nedir? Uzun soluklu bir mücadele stratejisi içinde yılgınlığa düşmeden, en az kayıplar vererek örgütü zayıflatmak, etkin bir mücadeleyle örgüte kayıplar verdirerek karşı tarafta bir yılgınlık oluşturmak, direnci kırmak... Uzun vadeli eylem stratejileri, verilen kayıplara karşı serinkanlı olmayı gerektiriyor. Oysa toplumu böyle bir stratejiyle uyumlu hale getirmek, toplumsal desteği koruyarak bu sıkıntılı süreci geçirmek hiç de kolay değil. Toplum uzun vadeli stratejilerden, ince siyasi hesaplardan pek anlamıyor. Hemen netice görmek istiyor. Oysa terörle mücadelenin doğası farklı... Bu yüzden aynı zamanda toplumu rahatlatacak adımların da atılması gerekiyor. Toplumun 'Meseleyi çözün' talebi üzerine üretilen somut tekliflerin önemli bir kısmının yine toplumsal bir destek bulamaması veya ciddi tartışmalara sebep olması da mümkündür." Yalçın Akdoğan'ın (Yasin Doğan) üzerinde durduğu üç formül: Birinciformül "Bastırma, ezme, yok etme" formülü. Askeri rejim dönemlerinde, olağanüstü halin uygulandığı dönemlerde bile bu başarılamadı. Aslında dünya tarihinde bunun bir örneği yok. İkinciformül "Sorunu idare etme, yaşanabilir hale getirme, tezahürleriyle etkin mücadele yürütme, en az kayıpla örgütün direncini ve etkinliğini kırma.'' Uzun yıllardır belirlenen politika sanırım budur. Üçüncüformül "Sorunu kaynağında çözme, örgütü tasfiyeye zorlama."
Servisi 
