Deneyimli aktör Kadir İnanır 'ömrümdeki en iyi rol' dediği karakteri, İpsiz Recep'i anlatıyor.
İpsiz Recep karakteriyle tarihsel bir görevi yerine getirdiğine inanan Kadir İnanır için bu dizi diğer televizyon dizilerinden çok farklı olarak değerlendirilmeli...
* Son yıllarda "Benim için oynadığım en iyi rol oldu. Borcumu ödüyorum!" dediğiniz bir dizi film çekiyorsunuz. İpsiz Recep kahramanlarımdan biridir benim. Ukdeydi içimde. İlgiyle okudum, araştırdım yıllarca.
* İpsiz Recep nasıl bir adam? Bana hiç yabancı değil. Bölgemin insanı, benim büyüdüğüm coğrafyanın kültürüne ve yaşadığı sosyal çevrenin kültürel değerleriyle çok örtüşüyor. Ben de Karadenizliyim. Diyalektinden tut da tavır ve davranışlarına, tepkilerine kadar ortaya koyduğu değerlere varana kadar hiçbir şeyin yabancısı değilim. Onun için bu rolü oynarken hiç zorlanmıyorum.
DAYANIŞMA TİMSALI * Biraz bıçkın, korkusuz, çok laf dinlemez, kendi başına buyruk ama korkusuz bir tip. Bizim yöre insanımız gibi inatçı. Dünya nimetlerinden el etek çekmiş, menfaate yüz çevirmiş, olanla yetinen biri. Önceleri Rusya'dan tuz, şeker, bazen de insan kaçakçılığı yapıyor. O zaman altın gibi değerli tuz ve şeker. Ama dostluk hep önemli, hep en ön planda. Öyle ki; portakal bahçesini hapishanedeki arkadaşlarını mağdur durumda bırakmamak için satıyor. Bir dayanışma timsali. Öyle ki Kurtuluş Savaşı'na katılıp gazi olarak ayrıldıktan sonra kendisine bağlanan aylığının yarısını Teyyare Vakfı'na bağışlamış.
* Bildik bir zemindesiniz yani. Benim kahramanım o, bu birincisi. Bir de çok iyi tanıyorum zaten. Bölge insanının karakterini de elbette. İşte bunu senaryoya yansıtabilirsek, aktarabilirsek...
* Kahramanlar; bu topraklarda yaşayan gerçek insanların öyküsü. Kahramanlarım var benim. Bir tarihi süzgeçten geçirirken tarihi kahramanlarım olduğunu belirtiyorum. O tarihin oluşumunda harç olmuş, köşe taşı isimler. Liderler var mesela. Benim 5-6 tane kahramanımı bu rollerimin, öykülerin, filmlerin arasında bir yerlere monte etmeye çalışıyordum. Kısmet bugüneymiş. Geldi çattı İpsiz Recep. Onu yapıyorum şimdi ve çok da mutluyum. Çakırcalı Mehmet Efe, Topal Osman... Hangi birini sayayım?
* Bu araştırmanın nedeni ne? Bütün dünyayı gezdim ben. Kültürel değerleri ilgimi çekti ve araştırdım. Kimdir bunlar? Nereden gelmişler? Nasıl yaşamışlar? Hangi savaşlardan geçmişler? Dünya konjektüründe hangi grupta, hangi etkinlikte yer almışlar?
'İLMİMDE MUAMMA DEĞİL' * Dolayısıyla... Bu da ülkeme olan ilgimi artırdı tabii ki. Ben bilinen resmi tarih yazımının da dışında ayrıntılarıyla bu memleket topraklarında neler olmuşu kendince anlatan, resmi tarih dediğimiz tezin karşısında olan tarih anlayışlarının kaynaklarını bile, kendi tarihimizi de 'yalan tarih yazan kendi utansın!' diyen tarih yazılarını da okudum. Ve bu yazın ortamının yarattığı bütün gerginlikleriyle birlikte geçmişi, tarihi çok iyi bildiğimi söylüyorum. Ülkemin yakın tarihi ilmimde muamma değildir yani.
* Ve gözleminiz bizim tarihimizin köşe taşı isimlerine doğru kaymış görünüyor. Bir İngiliz'in, Fransız'ın, bir Alman'ın bütün bu son 70 yıl içinde geçirdiği evreleri de biliyorum. Ama bütün bu milletler içinde, dünyadaki bütün milletler içinde bize has Türkyer'e ait olan değerleri de biliyorum.
* Nedir efendim değerlerimiz? B aşka kültürel değerlerimiz ve tabii ki coğrafi zenginliğimiz. Şimdi öyle bir ülke düşünün ki; topraklarındaki nehirlerin birine sahip değil bütün dünya. Bir Times Nehri'nin üzerine kurulmuş olan İngiltere'yi düşünün.
BİR CENNET ÜLKESİ * Adına türküler, şarkılar yazılan, öyküler düşülen nehirlerimiz var bizim. Nehirlerimizi, göllerimizi, ovalarımızı sıraya koy Harran Ovası'na bir tane devlet kurulmuş. Konya Ovası'na iki devlet kurulmuş. Nice medeniyetlerin yatağı olmuş. Böyle bir cennet ülke burası.
* Verimli topraklar Binlerce göz var bu toprakların üzerinde. Ama...
* 'Ama'sı nedir efendim? 70 milyonluk yapısıyla tüketim toplumu haline getirilmiş. Herkesin gözü burada. İşte Kurtuluş Savaşı dönemi. Denediler. 7 düvel geldi almaya, olmadı, şimdi savaşın dışındaki olanaklarını devreye sokuyorlar.
* Mesela? Kültürümüzü yok etmeye çalışıyorlar.
* Sizin de en çok duyarlı olduğunuz konu burası galiba? Evet, en çok bunun üzerine gidiyorum. Kültürel değerlerimizle var olmalıyız. Dahası onlarla var olabiliriz. Bunun dışında ekonomimizi yok etmeye çalışıyorlar. Sanayi toplumu olmamızın önünde engel olarak duruyorlar. Tarımla uğraşmamızı bile engelliyorlar. Güya tarım toplumuyduk. Tarımımız engellediler, tarım yaptırmıyorlar neredeyse... Bu ülkeyi yöneten siyasiler bunu biliyorlar.
* Siyasi bir yaklaşım. Bu ülkede yaşıyorum ve bu ülkenin ekmeğiyle doyuruyorum karnımı. Seviyorum vatanımı. Onun üzerin oynanmış oynanacak oyunlardaki tavrımız belli olmalı.