Başbakan Tayyip Erdoğan, katıldığı şehit cenazesinin töreninde terörle ilgili olarak moral verici ifadelerde bulundu: "Moral değerlerin en zirvede olması gereken dönemdir.
Böyle bir dönemde eğer moral değerlerimiz darbe yerse, özellikle güvenlik güçlerimiz açısından söylüyorum, gerek asker, gerek polis noktasında bu defa kendi içinde moral değerleri zaafa uğrayan güvenlik güçlerinin başarıya nasıl odaklanabileceğini sizler tasavvur edin. Bu noktada hep beraber, birlik beraberlik içinde, dirliğimizi, düzenimizi güçlü kılmamız lazım. Ve bu konuda yıpratmaya yönelik değil, onarmaya yönelik neler yapabiliriz, bunu düşünmemiz lazım."

ÖNEMLİ ADIMLAR
Başbakan Erdoğan başkanlığında "Terörle Mücadele Yüksek Kurulu" arka arkaya toplantılar yapıyor. PKK ile mücadelenin ele alındığı toplantının ana gündem maddesi terör örgütüne katılımların nasıl engellenebileceği. Devlet terör örgütünü bitirme konusunda önemli adımlar atmaya hazırlanıyor. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner'in devir teslim töreninde yaptığı konuşma ile gündemde olan, askerin terörle mücadelede yeni yetki talebiyle ilgili değerlendirmeler yapılıyor. Genelkurmay, Emniyet, Milli Savunma, Adalet Bakanlığı temsilcileri, Ankara, İstanbul ve Diyarbakır'dan terörle mücadelede yetkili başsavcı vekilleri ve akademisyenler, yakalama, arama ve el koyma konularında, kolluk güçlerinin uyum yasaları ile kısıtlanan yetkilerinin artırılması konusunda çalışıyor.
KKK Orgeneral Koşaner'in "Ülkemizde hiç terör yokmuş gibi düzenlenen yasaların, teröre karşı mücadelede kolluk kuvvetlerinin önleyici faaliyetlerinde yetersiz kaldığı ve etkin ve süratli görev yapılmasını geciktirdiği bir gerçektir" sözleri ile gündeme gelen konu TMYK'da tartışılıyor.

SAVCIDAN YAZILI EMİR
Toplantılarda özellikle Güneydoğu'da süren çatışmalar nedeniyle sıkıntılar olduğunu dile getiren asker temsilcileri, kapalı yerlerdeki arama ve el koyma işlemleri için savcının yazılı emrinin gerektiğine dikkat çekerek bu durumun ani gelişen operasyonlar ve çatışmalarda sıkıntı doğurduğunu savundular. Polis ve asker, bu tür durumlarda savcıya ulaşmanın güçlüğünü öne sürerek savcıya verilen yetkinin kolluk amirine de tanınmasını istediler.