Ilısu Barajı tamamlanırsa sular altında kalacak olan Hasankeyf'e sahip çıkan Tarkan'a, Orhan Gencebay'dan destek geldi. Diğer çevreci ünlüler de binlerce yıllık kültür mirasının yok olmaması için birleşmeye hazırlanıyor....
Adı, 'Kaplumbağa Rafet...' Latince adıyla "Rafetus Euphraticus". Dicle Nehri'nde yaşıyor ama Ilısu Barajı Projesi tamamlanırsa sular altında kalacak olan Hasankeyf'le birlikte o da yaşamı tehdit altında olan canlılar arasında bulunuyor. Doğa Derneği'nin başlattığı "Hasankeyf Yok Olmasın" kampanyasının maskotu olan Rafetus Euphraticus yani nam-ı diğer "Rafet" artık sona gelinen projenin iptali için çalışıyor; projeye kredi veren kuruluşların önünde eylem yapıyor... Hasankeyf'in yok olmaması için Rafet'e ilk destek ise Tarkan'dan geldi, Tarkan'a da Orhan Gencebay'dan... Tarkan'ın yazdığı "Doğa" adlı şarkıya düet yapan Orhan Gencebay ile Tarkan'ın single ve klibi yakında dinleyicileriyle buluşacak. Doğa Derneği'nin Doğa adlı dergisi için de birlikte röportaj veren iki ünlüye yakında başka isimler de katılacak... Hasankeyf için birleşecek ünlülerin isimleri şimdilik sürpriz olarak tutuluyor ama Sezen Aksu, Mehmet Ali Alabora gibi isimlerin daha önce Hasankeyf için yaptıkları açıklamalarla destekçi oldukları biliniyor. İlk defa 1950'li yıllarda yapımı planlanan ancak çevreye vereceği zararlar nedeniyle bir türlü tamamlanmayan Ilısu Barajı Projesi ise tam bir kördüğüm. Çözülemeyen bu düğüm yüzünden bölgede ne yatırım yapılabiliyor ne de bölge bir adım ileri gidebiliyor.
ÇEVRECİ ÜLKELER KREDİ VERDİ 1950'de yapımı tartışılmaya başlanan, 1982'de kabul edilen baraj için 1997'de İsveç, İsviçre, Avusturya, İngiltere ve İtalya bir konsoryum oluşturarak barajın yapımını üstlendi. Ancak 1997'den 2001 yılına kadar önce İsveç ardından da diğer ülkeler teker teker barajın yapımından çekildiklerini açıkladılar. Böylece bölgede sadece inşaat yapımı için açılan yollar ve belirsizlik ortamı hüküm sürmeye başladı. 2007 yılına gelindiğinde ise Türkiye'nin yaptığı başvurular sonucu Almanya, Avusturya ve İsviçre hükümetleri projeye hazine garantisi teminat edip gerekli krediyi sağlayacaklarını belirttiler. Kendi ülkelerinde çevre bilincini aşılayarak her türlü önlemi alan ülkelerin Türkiye'de kültürel ve doğal mirası tehdit eden bu projeyi gerçekleştirecek olması bütün dünyada tepkiyle karşılandı. Sadece Türkiye'deki değil uluslararası çevre örgütlerinin de sesini yükselttiği kredi veren ülkeler ise Türkiye'ye yerine getirmesi için 153 şart belirledi. Uluslararası bilirkişi ekibini de Türkiye'nin bu şartları yerine getirip getirmediğini izlemek üzere görevlendirdi. 153 şart, barajın yapımı sırasında ve sonrasında kültürel, biyolojik zenginlik ile sosyal şartların sağlanmasını kapsayan maddelerden oluşuyor. Bu arada yaşanan gelişmeler tıpkı 1997-2001 yılları arasındaki süreci hatırlatıyor. Önce Mayıs ayında toplanan konsoryum, Türkiye'nin gerekli şartları yerine getirmediği takdirde kredi vermekten çekileceklerini açıkladı. Eylül ayında ise Alman Hükümeti, Türkiye'nin "kültürel miras ve biyolojik çeşitliliğin korunması" şartlarını yerine getirmediği için kredi vermekten çekilebileceğini... Yine bir belirsizlik sürecine girmek üzere olan Hasankeyf'te nefesler tutuldu, eylemler hızlandı... "Hasankeyf Yok Olmasın" kampanyasının koordinatörü Erkut Ertük, 50 yıldır süren sorunun çözümü için Ilısu Barajı Proje'nin iptal edilmesi ve Hasankeyf'in UNESCO kapsamına alınması gerektiğini öne sürüyor.