Tuluhan Tekelioğu'nun ünlü evli çiftlerle yaptığı röportajlar dikkat çekiyor. Ama onun zevkle okunan röportajlarının ardında biraz hüzünlü bir hikaye var....
Küçüklü büyüklü dalgalarla seyreden evliliğinin 11. yılında, "Nasıl oluyor da bazı çiftler, uzun süre 'her şeye rağmen' mutlu olarak evli kalmayı başarıyor?.." İşte böyle başlamış Sabah gazetesindeki 'Her şeye rağmen ikimiz' röportajları... Tuluhan Tekelioğlu, 'Uzun ve mutlu evlilik nasıl olabilir?' sorusunun cevabını anlamak için Hülya Koçyiğit-Selim Soydan'dan Osman-Esin Yağmurdereli'' e, ünlü çiftlerle röportajlar yaparken hiç beklemediği bir şey olmuş... Anne ve babası boşanıvermiş40 yıl sonra, hem de evlilik yıldönümlerinde...
* Röportajlar nasıl başladı? Aslında evliliği her şeye rağmen sürdürebilme yeteneğine sahip olan insanlarla yaptığım röportajlar bunlar. 11 yıllık evliyim ve diğer evlilikler nasıl oluyor diye merak ettim. Evlilik nasıl iyi yapılabilir, bu kararı vermişsen bunu devam ettirebilmek için neler yapmamız gerekiyor diye merak ettim. Yeni kuşak arasında evli kalan çiftlerin azaldığını görüyoruz. Çünkü gerçekten çok zor evli kalmak, her şeyin hızlı tüketildiği bu dünyada. Röportaja katılacak çift bulamayacağımı düşünmüştüm ama öyle olmadı. En çok şaşırdığım şey insanların bana kendilerini sınırsız derecede açmaları. Aslında evlilikle mutluluk bir süre sonra yan yana olamıyor. Her şeye rağmen devam etmeyi seçenleri buluyorum.
* Neden peki, ne gördünüz? Çok enteresan bakın; mutlu evliliğin yürümesi için temel koşullar olduğunu gördüm. Kadın ve erkek aynı yaşlardaysa, aynı anda kariyer yapıyor da yapmak istiyorlarsa o evlilik yürümüyor. İkisinden birinin bir adım geriye çekilmesi gerekiyor. Çok temel örnekler var; Cemre Birand, Mehmet Ali Birand'ın çok hızlı ilerlediğini gördükten sonra, NATO'da Türkiye masasında çok iyi bir konumdayken çocuğu ve evliliği için işini bırakıyor. Ama hiçbir zaman pişmanlık duymamış.
* En çok hangi evlilikten etkilendiniz? Çok oldu aslında ama Osman Yağmurdereli'ydi... Aralarında çok derin bir dostluk vardı. Osman Bey vefat ettikten sonra bir kadın gazeteye ilan verdi, dedikodular çıktı... Olabilir tabii mutluluk farklı zamanlarda farklı insanlarla da yaşanabilir ama Esin ve Osman Yağmurdereli arasında çok özel bir bağlılık, hatta bağımlılık olduğuna şahit oldum. Sedat Balkanlı ve eşi Şükran Balkanlı beni çok etkiledi. Şükran Hanım ermiş bir kadın bence... Çok genç ve eşinin bir gün mutlaka uyanacağını ve kalan yerden mutluluklarının süreceğine inanıyor. Hüzünlendim. Ve Hülya Koçyiğit ile eşi Selim Soydan... Selim Bey çok büyük fedakarlıklar yapmış, futbolu bırakmış. Hâlâ aşık, hayranlıkla bakıyor eşine. Dedim ki bu nasıl bir aşk? Hakiki olamayanları da fark ettim. Bazı şeyleri yazmadım bende kaldı. Çünkü güvenin röportajlarda en önemli şey olduğunu düşünüyorum. Bir röportajın giriş yazısını yazarken izlenimlerimi önemsiyorum. Bazen okuduğum bir kitabı hatırlatıyor anlattıkları. Hemen o kitabı buluyorum... Yeniden okuyorum. Evlilik röportajlarını yazmak terapi gibi geliyor bana.
* "Mutlu evliliğin sırrı" diye bir şey var mı? Fedakarlık, bencil olmamak... Empati kurmak. Bu erkeklerde daha az. Empati yapabilen erkeğin evliliği daha mutlu gidiyor. Hep kadınlar fedakarlık yapmış. Selim Soydan'ı çok takdir ettim, fedakarlık yapan ender erkeklerden.
* Sizin evliliğinize etkisi oldu mu röportajların? Artık daha huzurluyum. Zaten bu röportajlar bir meraktı. İnsanlar bunu nasıl 40 yıl yapabiliyorlar diye merak ediyordum. Çünkü ben açıkçası 2 yıldır boşanmaya kalkan bir insanım. Aşık olarak evlendim, bir çocuğumuz var ama mutluluk hep devam etmiyor. Aşkla evlendiğiniz zaman bu aşkın evlilikle birlikte sünger gibi çekildiğini görmek üzücü. Alışkanlıklara teslim olmak, evliliği sıradanlaştırıyor. Sıradanlık ise yıkıcı bir şey oluyor zamanla. İki tarafın da yaratıcı olması gerekiyor. Neyse ki çocuk harika bir şey. Çocukla anlamlı zaten evlilik denen müessese.
* Her şeye rağmen.... Devam...? Her şeye rağmen, şimdilik, devam. Ben neler söylüyorum böyle. Bu böyle anlatılıyormuş demek ki! Bu röportajlardan sonra daha huzurluyum. Evliliğim bitsin ya da bitmesin daha mutluyum, kendi içimde çözdüm bunu. Eşim hiçbir evlilik röportajımı okumadı, oysa onun için yapmaya başlamıştım...
* Neden peki? Belki okuyordur, söylemiyordur... Bilmiyorum, okumadı.
* Diğer röportajlarınızı da okumaz mı? TV programlarımı da izlemez. Belki bu sektörden olmadığı içindir. Evlilik röportajlarını okumuyor. Nedenini bilmiyorum. Mesela bir giriş yazıyorum en önce okuttuğum kişi annem. Çünkü annemle babam 40 sene sonra boşandı.
* Ne zaman boşandılar? Bu röportajları yaparken. Evlilik yıldönümlerinde hem de. 40 sene sonra boşandılar...
* Neden? 'Neden?' diye sormuş mahkemede hakim. 'Vaktimiz olmadı' demiş annem. 40 yıl... Büyük bir aşkla evlenmişler... 68 ruhuna uygun bir şekilde. İki şahitle. Düğün sonradan yapılmış. Babam Mülkiye'de öğrenci diye anneannem güzel olan annemin babamla evliliğine karşı çıkmış. Çok güzel dostlukları vardı, ama tartışmaları da hararetliydi. Aşk ve nefret gibi... 40 sene sonra boşandılar ama biz hemen sonra ailece mavi yolculuğa çıktık. Alışkanlıkları ve adetleri boşayamıyorsunuz. Annem, babam, ben, erkek kardeşim için biz hâlâ mutlu bir aileyiz. Karı-kocalıktan boşanabilirsiniz ama aileden boşanmıyorsunuz...