Prostat kanseri teşhisinde üç yöntem vardır En iyi sonuç patolojik test sonrası ortaya çıkar.
Prostat kanseri teşhisi nasıl konur? Halen kullanılan iki önemli teşhis yönteminin biri prostatın parmakla muayenesidir. Diğeri de kanda PSA testidir. Her ikisi de tek başına bir anlam ifade etmeyebilir. İkisini birlikte değerlendirmek en güvenilir yoldur. Ciddi bir şüphe oluşursa, prostat biyopsisi yapılarak, alınan parçaların patolojik incelemesi sonucu kesin tanı konur. Parmakla rektal muayenede, prostatın büyüklüğü sınırları ve kıvamı değerlendirilir. Bu ucuz ve kolay fakat çok önemli muayene, belki de insan vücudundan en iyi bilgi alınan muayenedir. Hemoroid ve bağırsak kanserinin erken saptanmasında da işe yarar. PSA testi için günün herhangi bir saatinde, aç veya tok kan alınabilir. PSA'nın normal değeri, birçok laboratuarda 4.0 ng/ml olarak kabul edilmektedir. Bu "total PSA" değerinden başka serbest PSA'nın total PSA'ya oranı, yaşa göre PSA, prostat bezinin büyüklüğünü göre PSA değeri (PSA dansitesi), PSA'nın zaman içinde yükselme hızının izlemi (PSA velocity) gibi kavramlar bulunmaktadır. Özellikle kararsız kalınan PSA değerlerinde bu yardımcı ölçümlerden yararlanılır. Yakın zamana kadar kararsız kalınan değerler 4 ila 10 arasındakiler idi ve bu hastaların dörtte birinde kanser çıkmaktaydı. Ama artık son zamanlarda PSA 2.5 üstünde ise prostat biyopsisi yapılması gerekiyor çünkü 2.5-10 arasında PSA değeri olan hastaların altıda birinde kanser saptanmaktadır. PSA 10'un üstünde ise kanser ihtimali yüzde 60'tır. Bunun istisnası, PSA'nın çok hızlı yükseldiği prostat iltihabıdır. Prostat biyopsisi: Hastanın prostatında bir kanser şüphesi varsa, prostattan parçalar alınarak kanser olup olmadığı araştırılır. Prostata ulaşmak için kullanılan yol makat girişidir.