Doğru tespit, yanlış davranış... Haklıyken suçlu durumuna bu kadar düşülür. İşte Pazar akşamı 'Popstar Alaturka'da yaşananlar aynen böyleydi. Osman Bey, mesleğinin verdiği bir algılama süreci yaşamış. Anladığım kadarıyla da 'Popstar Alaturka'yı bunca zaman sanatçı yetiştirme yuvası olarak görmüş. Osman Bey, ikinci haftanın sonunda yanıldığını anladı. Ve büyük bir heyecan içinde Amerika'yı yeniden keşfetti. Ünlü jüri üyelerini yarışmacılara yalan söylemekle itham etti. Durum böyle olunca da Orhan Gencebay, ortamı terk etti. Peki, burada kim haklı kim haksız? Tabii ki herkes kendine göre haklı... Orhan Gencebay gibi bir usta yıllarını müziğe verdikten sonra böylesi bir dalaşa girmek istememekte haklı. Üstelik kendisi de 'Popstar Alaturka'nın bir şov programı olduğunu gayet iyi biliyor. Zira programın arka planında büyük üstatlar yarışmacıları karşılarına alıp da onları eğitmiyor. Jüri üyeleri ve yarışmacılar arasında geçen diyalog genelde şöyle oluyor; "Bu eseri kimden geçtiniz çocuğum?" (tahmin etmişsinidir bunu soran Bülent Ersoy). Yarışmacı cevap veriyor; "Muazzez Abacı'dan dinledim." Evet, bu yarışmacılar bu şarkıları birilerinin albümünden dinliyor, sonra orkestra şefiyle birlikte canlı canlı okuyor. Belki şefleri onları uyarıyor, ancak hiçbir yarışmacının eğitimi ve gelişimiyle tek tek ilgilenilmiyor. Bu yarışmacılar geliyor, jüri üyeleri onları batırıp çıkarıyor. Tabii genelde batırma çıkarma kısmı Bülent Ersoy ve Armağan Çağlayan'a ait. Hemen her yarışmacıya star olacakmış gibi davranılıyor. Ancak herkes çok iyi biliyor ki; bu yarışmadan star falan çıkmaz. Bugüne kadar çıkmadı, bundan sonra da çıkmaz. Yani Osman Bey, boşuna kendini paralıyor. Bir de kalkıp "Onların paraları var..." falan gibi gereksiz cümleler kuruyor. Osman Bey, bu yarışmada yere göğe konulamayan Armağan Uzun, şu an İzmir'de ufacık bir gece kulübünde sahneye çıkıyor. O da bir zamanlar star olacağını sanıyordu. Üstelik bunun için her yolu denedi. Bu yarışmadan star falan çıkmaz, boşuna kendinizi yıpratmayın!