Yattara kenardan yaptığı ataklarda rakip savunmanın dengesini bozan adam. Yokluğunda dünkü gibi gol noktalarında etkisiz bir Trabzonspor ortaya çıkıyor. Trabzonspor'un ilk yarıda tek bir şutu bile yok. Nasıl olsun? Savunmadan sürpriz bir adam çıkışı yok. Tayfun ve Serkan sadece oyunun savunma bölümünde varlar. Sol kenarda ise Cale kendisine bir bölge çizmiş, onun dışına çıkmıyor. Önünde çok büyük bir boşluk varken bile bulunduğu yeri terketmemeye sanki yeminli! Colman ise daha çok kaptırdığı toplarla öne çıkıyor. Bu maçta kendisinden çok şey beklenen Selçuk'un öne olumlu hiçbir pası yok. Orta sahada ayakta kalan tek isim ise Hüseyin. İleride ise Gökhan ve Umut bu maçta da görüldü ki; birbirini tamamlayan oyuncular değiller. Ve de top saklama becerileri kısıtlı olduğundan ayaklarına gelen topların büyük bölümünü kaptırdıkları için ileride nasıl çoğalabilirsiniz. İkinci yarıda Trabzonspor, savunmasını orta sahaya yakın kurarak daha fazla rakibin üzerine gitmeye çalıştı. Fakat yine kenar ataklarının yetersizliği ve de final paslarındaki büyük yanlışlar sonucunda girilen net gol pozisyonu ne yazık ki yoktu. Bu da Trabzonspor'un arzuladığı golü bulmasına engel oldu. Sadece serbest vuruşlardan gol üretmeye çalıştılar ama bunu da gerçekleştiremediklerinden bir puana razı oldular. Bu maç gösterdi ki Trabzonspor büyük maçlarda henüz istenilen düzeyde değil. Yani Trabzonspor'un böylesi maçlarda sonucu değiştirebilecek yetenekli oyuncu sayısı çok az. Saha içi yardımlaşmaları ve de oyundaki mücadeleleri geçen yıla göre daha iyi. Bu da Trabzonspor'un önümüzdeki günleri için gerçekten güzel bir görüntü. Fakat büyük maçlarda özgüveni yüksek, risk alan oyuncu yetersizliğini görmek gerekiyor. Kabul etmek gerekir ki lig uzun bir maraton. Daha bir çok zorlu maçlar ve mücadeleler olacak. Kupa maçlarını da düşünecek olursak kadro yeterliliğine büyük gereksinim vardır. Trabzonspor'un yedek kulübesi hala yeterli zenginliğe sahip değil diye düşünüyorum.