Sokrates'in ünlü savunması geldi aklıma. Bir kaba su koyarlar; deliklidir ve hemen alt tarafına da bir kap yerleştirirler. Su delik kaptan diğer kaba akana kadar bu savunması yapması istenir büyük düşünürden. Yanıtı nettir ve öğreticidir yine; "Ben kimseyi bilerek ve isteyerek kötü yola sürüklemediğimi biliyorum, ama sizi buna ikna edemiyorum çünkü böyle bir tartışma yapamayacak kadar az zamanımız var.
Eğer başka ülkelerde olduğu gibi burada da büyük davalara bir günden fazla zaman ayrılsaydı, sizi ikna edebilirdim, ancak bu şartlar altında bu denli haksız iddiaları çürnütmek hiç de kolay değil!" Yerimiz dar ve zamanımız az. Ve herkes ama herkes üzerimize çullanmış.
EĞER ÖYLEYSE... O zaman biraz Rudyard Kipling; "Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile işine yaramaya zorlayabilirsen / ve kendinde 'dayan' diyen bir iradeden başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen; Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen, ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen; Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse; Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen; Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı, altmış saniyede koşarak doldurabilirsen; Yeryüzü ve üstündekiler senindir...
Fatih Terim Belçika Mili Takımı'yla yaptığımız maçta topu eline aldı ve provakasyonun tillahını yapan bir karşı takım teknik direktörüne karşı tekmeledi topu. O an işte telin koptuğu andı. -Öyle denmez mi?- Halbu ki soğukkanlı olmak, zamanın darlığına ve azlığını gören Socrates'i anlama, bütün o süreci size o darlığı yaşatanlı mahkum edecek bir ssavunmamasinirlenmemesakin olma haline dönüştürmek Beyhude bir istek gibi görünüyor Fatih Terim'in tavrına bakarak.
MİLLİ CİNNET Sinir ya da şiddet -hadi buna cinnet diyelim- bir başkasında olduğu gibi zuhur etmez o görevi almış insanlarda. Oğlunu-kızını-karısını kesip intihar eden insanlar gibi davranamaz Milli Futbol Takımımız'ın teknik sorumlusu. Maç sonrası düzenlediği basın toplantısında şöyle soruyordu karşısındakilere; Siz olsaydınız sinirlenmez miydiniz? Siz olsaydınız kaldırabilir miydiniz?" Yanıt istiyorsanız söyleyelim hemen; Bize her gün aşilden ve tendondan girdi bu hayat. Ağzımızı açamadık, gıkımızı çıkaramadık. Ağzımızı açmaz gıkımızı da çıkarmayız ayrıca sorduğunuz buysa! Belki bir gün yapabiliriz bunu; bir gün" Ne zaman mı?
Belki yarın belki yarından da yakın...