Hz. Muhammed (sas), Cebrail(as)'ın Peygamberlik görevini kendisine tebliğ etmesi üzerine yattığı yerden kalktı Biraz önceki telaşı da geçmişti Durumu hisseden hanımı Hz. Hatice, "Neden kalktınız.. istirahat etseydiniz" dedi Hz. Muhammed de "Artık yatma zamanı değil, ya Hatice. Rabbim beni emirlerini tebliğ etmemle görevlendirdi" dedi ve "Fakat şimdi bana kim inanır?" diye de ilave etti Hanımı Hatice ise "Herkesten önce bana tebliğ et. Ben sana inanırım" dedi. Ve O'na teslimiyetini, güvenini ifade etti.. Böylece ilk Müslüman olma şerefi; Peygamberimizin muhterem eşi ve müminlerin annesi Hz. Hatice'ye nasip oldu

İslam'da İlk İbadet
İslam'da Allah'a imandan sonra ilk farz kılınan ibadet, namaz'dır. Cebrail, Mekke'nin üst tarafında bir vadide Peygamberimize abdest almayı, sonra da namaz kılmayı öğretti O da, eve dönünce Cebrail'in kendisine öğrettiği şekilde abdest almayı ve namaz kılmayı hanımı Hatice'ye öğretti Kendisi öne geçti, Hz. Hatice de arkasında O'na uydu, birlikte namaz kıldılar

Hz. Ali'nin Müslüman Oluşu
Peygamberimizin öz amcası Ebu Talib'in oğlu Ali, Peygamberimiz'in yanında, aynı evde kalıyordu. Fakat, amcasının oğlu Muhammed'e verilen bu kutsal görevden henüz haberi yoktu. Bir gün, Peygamberimiz önde, Hatice de O'nun arkasında gizlice namaz kılarken, onların odasına girmişti ve namaz kıldıklarını gördü Hiç görmediği hareketlerdi bunlar. Şaşırdı Ali. Namazları bitinceye kadar bekledi. Ve sordu, "Bu yaptığınız nedir?" Peygamberimiz de "Bu, Allah'ın seçtiği bir dindir. Onu Resulü ile, benimle gönderdi. Ben seni bir Allah'a inanmaya davet ederim, dediAli de, "Ben söylediklerinizi bugüne kadar hiç işitmedim. Babam Ebu Talib'e bir sorayım, dedi. Peygamberimiz de "Ya Ali, sana söylediklerimin doğruluğuna inanıyorsan Allah'a iman et. Eğer kabul etmeyecek olursan, gördüklerini gizli tut, kimseye söyleme." Ali, odasına çekildi. Uzun uzadıya düşündü. Amcasının oğlu Muhammed'in yalan konuşmayacağını, çok dürüst ve güvenilir olduğunu.. bundan dolayı O'na "El-Emin" dendiğini... Sonra sabahı bile beklemeden, erken saatte Peygamberimizin yanına girdiAllah'a inandığını ve Müslüman olmak istediğini söyledi. Peygamberimiz, Ali'nin babasına sormadan verdiği bu kararından dolayı, O'na hayretle baktı. Anlamıştı Ali, Peygamberizin bakışındaki hayretin sebebini. O'na, "Allah beni yaratırken babama sordu mu ki, ben de hak dini seçerken babama sorayım?" dedi. Böylece, Müslüman olma şerefine eren ikinci kişi Ali oldu. O zaman Ali, 10-12 yaşlarında idi

İlk Müslümanlar
Hz. Ali'den sonra Zeyd bin Harise Müslüman oldu. Zeyd; Peygamberimizin azatlı kölesi ve evlatlığı idi. Peygamberimiz buna çok sevindi. Zira, kendisini çok yakından tanıyan kimselerin güven ifadesiydi bunlar. Hz. Hatice hanımı, Hz. Ali amcasının oğlu, Hz. Zeyd de evlatlığı idi. Üçü de evinde birlikte yaşıyordu. Bunun için önemliydi Artık, İslam'ı tebliğ başlamıştı Müslüman olanların adedi de bir bir arttıİlk Müslüman olanlar şunlardı .

1. Hz. Hatice
2. Hz. Ali
3. Hz. Zeyd bin Harise
4. Hz. Ebu Bekir
5. Hz. Bilal
6. Hz. Osman
7. Saad bin Ebi Vakkas
8. Abdurrahman İbni Avf
9. Zübeyr İbin Avvam
10. Talha bin Ubeydullah

İslam'a Açıktan Davetin Başlaması
Vahiy gelmesine rağmen Peygamberimiz ikiüç yıl kadar bir süre, halkı İslam'a açıktan açığa davet edemedi. Gizliden yapıyordu davetiniHz. Ebu Bekir gibi İslam'ı kabul etmiş olanlar da aynı şekilde İslam'ı dostlarına gizlice anlatıyordu. Yine de bu süre içinde Müslüman olanların sayısı 30'u buldu. Fakat bunlar, Müslüman olduklarını gizledikleri gibi, ibadetlerini de evlerinde gizlice yapıyorlardı. Durum bunu gerektiriyorduAncak, Peygamberliğin dördüncü yılında; Hicr Suresi'nin 94. Ayeti nazil oldu: Bu ayette Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyordu: "Sana emrolunan şeyi açıkça ortaya koy, müşriklere aldırma!" Bu emr-i ilahi üzerie Peygamberimiz, insanları açıktan davet etmeye başladı... Harem-i Şerif'e gidip o güne kadar vahyedilen ayetleri açıkça okuyordu. "Ey insanlar, şüphesiz ben, göklerin ve yerin mülk ve hâkimiyetine sahip ve kendinden başka hiç bir tanrı olmayan, dirilten ve öldüren Allah'ın size gönderdiği bir Peygamberim. O halde Allah'a ve ümmnebi olan Resulü'ne , ki O da Allah'a ve O'nun sözlerine inanmıştır, iman edin.O'na uyun ki doğru yolu bulmuş olasınız. (Araf;7/158) diyerek onları İslam'a davet etti. Bu açık davetin başlamasından sonra, insanlarla yakından temas kurmak,sorularına cevap vermek ve İslam'ı daha rahat bir ortamda anlatıp tebliğ etmek üzere,kendi evinden ayrıldı ve yeni Müslümanlardan Erkam'ın, Safa ile Merva arasında bulunan evine taşındı. Bu ev, bir çok kimsenin Müslüman olma şerefine erdiği yerdiriçin bu eve : "Dârü'l İslam " denmiştir