- Altan Erbulak'la gül gibi geçinip gittiğimiz yılları ne keyifli geldiydi bize - "Merhaba"ya verdiği yanıtlardan sankim bin ışık süzülür dolardı yüreğimize - Susamlı taze simit gibi yumuşacık, içi ak pak, lezzetli bir adamdı Altan Erbulak
Eminim siz de düşünüyorsunuz bunu. Birbirleriyle aynı çağda, aynı yıllarda, aynı ortamda yaşamak sankim de bir lütuf, bir şans, bir kader torpili gibi di mi? Bilgisi, becerisi, yeteneği, üretimi, fikri, zikri alemi etkilemiş yegane insanlara yakın olmak, onlarla aynı tanrının çocukları olmak fazladan verilmiş avans gibi geliyor size de eminim. Altan Erbulak'la gül gibi geçinip gittiğimiz Milliyet yılları da böyle gelirdi bize. "Merhaba" desen gelen yanıttan bin ışık süzülür dolardı yüreğine. Susamlı taze simit gibi yumuşacık, içi ak pak, lezzetli bir adamdı Altan Erbulak.
KAPTAKİ YEMEK Tiyatro ile at başı giden karikatür günlerinde içine çok sızmışlığımız var onun. Yukarıda, en üst katta yemekhane vardı. Olaylar diz boyu gittiğinden erken çıkar, erken yer kaçardık iş peşine. Arada ona rastlardık. Balık çıksa da aynı, tavuk çıksa da aynıydı durumu. Kaptaki yemeğe çatal bıçaksız hamle eder, bi tek kaşık kullanırdı yemek esnası. Kızar sanıp bir şey demedik.
ARAN MI KOFTİ? Gizliden güldük bir vakit. Samimi olunca yüz bulduk. Benden geldi soru - Abi çatal bıçakla aran kofti mi? - Niye? - Olmadık yemeği bile kaşıkla yiyorsun abi. Nerede görülmüş pirzolayı kaşıklamak? - Hikayesi uzun onun var mı vaktiniz? - Var valla anlat abi Soğuk yerlerde askerlik yapmış. Dona çekermiş geceler oralarda. Bir de dedi ki - Nöbetleri 5 dakika tutar devrederdik. Uzatsak donar ölürdük ayazda. Ben Erzurum doğumluyum. Sonrasında Bakırköy'de büyüdüm ama genlerimde var soğuğa direnç. Lakin yemekler üşüyor hemen. Kaskatı, buzul oluyor anında. Çatal eğrilir batırsan. Bıçak zaten kesmez. O yüzden kaşıkla tepesine vura vura kırardık eti tavuğu. Sonra böyle ede ede alıştık. Terhisten sonra baktım elim çatala bıçağa gitmiyor.
KÜÜT KAPI İstihbaratın bir üstünde küçümen bir odası da vardı. Ne keyifti gidip kafasını karıştırmak. Adam düşüncenin orta yerinde tam çizecek küüüt kapı ve biz. Kabus gibi alimallah. Bir gün olsun sitem etmez mi insan. Etmedi. Aksine hep anlattı, yaşattı film gibi. En güldüğüm Küçük Sahnede oynadığı İkinci Baskı'daki Canavar Cafer rolüne hazırlanırken başına gelen hikayesi. Kabadayıyı oynayacak ya gidip bitirim kahvelerinde günler boyu gözlem yapmış.
UYYY Arada sohbet koyulttuğu bir ağır abiye sormuş bir sıra... - Sustalı piçak açıp kaparken nasıl yapılır? Adam "vah acemi" der gibi bakmış Altan abiye. Demiş ki - Aha böyle açılır ama sustalı deiğin bir defa açıldı mı işleri halletmeden kapatmak hiç olmaz ...