Futbol sadece futbol değil ve bu nedenle dün akşamki maç da sadece bir Dünya Kupası Grup Eleme maçı değildi... Dilerim ki bu karşılaşma iki ülke halklarının mutluluğuna katkı sağlar. Ermenistan'dan çok daha kaliteli bir takım olduğumuz ortada. Bu nedenle rakibimizin yapabileceği şeyler sınırlıydı. Top oynayabilecek alanlarımızı daraltmak, sert oynamak, kontra ataklarda ve duran toplarda golü bulmak gibi... Kendi sahalarında geçmişte böyle puanlar da almışlardı. Dün akşam da oyunun 60 dakikasında işlerini iyi yaptılar. Sert oyunlarına hakemin de yeterince prim tanıdığını söylememiz lazım. Ama ilk golden sonra oyun disiplinleri tamamen bozuldu ve maç bizim için daha kolay hale geldi. Zemin, sert rüzgar ve sakatlıktan yeni çıkmış oyuncuların fazlalığı da oyunumuzu olumsuz etkileyen diğer faktörler arasındaydı. Bazı oyuncularımızı tanımak mümkün değildi. Gökhan Gönül, Semih, Servet başta olmak üzere oyuncularımızın çoğu kapasitelerinin çok altındaydılar. İyi yaptıkları tek şey terlerinin son damlasına kadara mücadele etmekti. Maçı da kazandılarsa bu nedenle kazandılar... Teknik direktör Fatih Terim karşılaşma öncesi çift santrforla oynayacağını söylemişti ama dün akşam ileride Semih ve arkasında 5'li bir orta sahayla başladı. 20'inci dakikada baktı ki olmuyor Mevlüt'ü Semih'in yanına çekti. Mevlüt iyi bir kontra atak adamı... 2 net pozisyon buldu. Ne var ki etkili vuruşlar yapamadı. İyisini yapabilse maç daha önce kopardı. İkinci yarı Kazım'ı sağ tarafa alıp Tuncay'ı ileriye yakın oynatmak taktik anlamda doğru idi. Meyvasını da Kazım-Tuncay beraberliğinden gelen golle tattık. Semih, kötü oynadığı gece yine golcülüğünü göstererek ikinci golü attı. Eğer Tuncay oyunda kalsaydı daha fazla sayıda gol bulmamız da kaçınılmazdı. Sonuçta bu maçın politik sonuçları bilinmez ama sahadaki iki gollü galibiyet çok güzel... 2010 için iyi başladık.