Eski öğretmen Gökhan Kan, müzik serüvenini anlatıyor.

* Albümünüzün sloganı ilginç...
"Ayrılmak için değil kavuşmak için düşelim yollara!"

* Peki yolculuk nereye?
Sevgiye, barışa, aşka...

* Müziğe ne zaman başladınız?
Hep vardı müzik. Ama Bingöl depremi...

* Deprem?
Evet, Bingöl'de öğretmenlik yaparken yaşadım.

* Öğrencilerinizle ilişkileriniz nasıldı?
Yatılı bir okulda öğretmenlik yaptım. Merkeze 2 saat uzaklıktaydım. Türkçe bilmeyen çocuklara yabancı dil öğretmeye kalkmıştım. Büyük mahrumiyet bölgesiydi. O çocukları size anlatamam. Öğretmenlerde de suç var. Çoğu idealist değil. Benim okulumda ders bittiğinde herkes lojmanlarına çekilip kapısını kitliyordu. Benim gözlerimden içeri bakıyordu oysa çocuklar. Bütün zamanım onlarla geçiyordu. Zil çalardı, hala anlatmamı isterlerdi. Dersten çok "İzmir'i anlat, Trabzon'u anlat İstanbul'u anlat, deniz nasıl bir şey? Oradaki insanlar nasıl?" diye sorarlardı. Jurassic Park filmini izlettim. Birkaç tanesi dinazorlardan korkup kaçmaya başlamıştı. Bazıları altlarına kaçırmıştı.

DEĞERLER SORGULANIYOR
* Depremde neler yaşadınız anlatır mısınız? Bir iç hesaplaşma?
Kendimle hesaplaştım. Ailem de öğretmenlik yapmamı çok istiyordu ama ben bundan sonra, yani o depremden sonra 'Devam etmeli miyim?' diye sordum kendime.

* Neydi değişen?
Normal baktığımız şeylere daha fazla değer vermeye başladım. Daha doğrusu her şey farklı bir değerde canlandı gözümde. Sürekli daha iyisini istedim. Giyimin, sevmenin, hayatın daha iyisini ve anladım ki nefes almak bile en büyük hazineymiş bizim için.

* Değerlerini sorguluyor mu insan?
Evet. Gereksiz hırslara girmenin hiç bir anlamı yokmuş.

* Peki, müziğe dönelim mi?
Trabzon'da sanat müziği eğitimi aldım, korist olarak çalıştım.

* Yolculuk yazıyor albümünüzün üzerinde. Büyük aşklar büyük yolculuklarla başlarmış...
Aşk geniş bir kavram. İçinde her şeyi barındırıyor. Anneye duyulan aşk vardır, tanrıya duyulan aşk vardır, doğaya, sevgiliye, arkadaşa duyulan aşk vardır. Bu anlamda 'aşk' diyorsak, evet.

* Bir aşk şarkısı bu çoğu şeyi yerli yerine oturmamış ülkede neyi ifade eder?
Önce yaşam şartlarına bakmalısınız elbette ki! İnsanlar ne kadar zaman ayırabiliyor kendilerine? Yoksulluk, terör, her yanda bombalar patlıyor. Bir sürü sorun var. Çok zor da olsa, ancak aşk insanları bütün bunlardan sıyırabilecek güce sahiptir.

* Buğulanan camlara kalp resmi çizen bir nesilden geliyoruz biz...
Hâlâ var mıdır öylesi insanlar?

* Mahallede sevdikleri kıza açılamayan delikanlılar... Veremden ölen genç kızlar..
Evet. Eski ve güzel hikayeler... Artık yok ama! Dünya artık böyle. Sadece bizde değil sorun. E alternatif çok. Kimse yanındakine artık emek harcamak zorunda hissetmiyor kendini. 'Bana yüz vermezse üstüne gitmem' diyor insanlar.

* Neden?
E minnet ve bağlılık duygusu köreldi. Ama gerçek aşk bu değil.

AŞKI SAVUNMAK
* Nedir gerçek aşk?
Bir kere olur o! Beynin bedenin tek bir kişide bu kadar yoğunlaşabilir ancak. Aşklar tüketiliyor çağımızda. Her şey kolay elde ediliyor. Bunun için aşk şarkıları önemlidir. Aşkı savunmak önemlidir.

* Sizin şarkılarınızın sözlerine dönelim. Yavrum mesela; "Kuş sütünden aşkın olsa içmeyeceğim!"
Bir aşkı anlatırken seçtiğim sözcükler bunlar.

* Peki, kendinizi ateşli, samimi ve duygu yüklü olarak tanımlamışsınız...
Kimsenin hatta en üst düzey sanatçıyım diyenlerin bile samimi olmadıklarını bildiğim bir ortamda kendimi samimiyet duygusuna çok yakın buluyorum.

* Yürümek ve 'yürümenin dışında bütün eylemler kaçıştır' der şair...
Birden Kazım Koyuncu geldi aklıma nedense!

* Karadeniz'de bir damar var...
Eee, coğrafya baştan aşağı sizi üretmeye itiyor.

* Konuşurken bile etkileyici bir ses tonunuz var... Şarkı söylerken nasılsınız?
İnanılmaz değişken oluyor. Şarkıya göre renk değeştiriyor. Her birinde ayrı bir ses tonu var. Yalnız bunu bilinçli yapmıyorum. Böyle oluyor. 'Gitme Sana Muhtacım' şarkısını farklı bir ses tonuyla, diğerlerini de farklı bir tonla söyledim

* Klip şarkınız ise Yavrum...
Evet. Bir yaz şarkısı olabilirdi. Onu düşündük. Melodik açıdan da böyle. Diskoteklerde, plajlarda yayılabilecek türden bir şarkıydı.

* Dinleyiciyi mutlaka bir piyasa şarkısıyla yakalamak...
Piyasa zaten kan ağlıyor. Hem piyasada adım yok hem de bir albüm bombardımanının olduğu bir dönemde çıktım. Her işin bir kısmeti vardır. Buna inanıyorum.