Ligin ilk maçları zordur. Ama Galatasaray için lige iyi başlamak özellikle de Steaua maçı öncesi moral kazanabilmek için Denizli'den daha iyi bir rakip bulunamazdı. Tecrübeli oyuncuların tümünü kaybetmiş genç, tecrübesiz kolay bir rakip Denizlispor... Maç boyunca özellikle de ilk yarıda en iyi özelliği duran topları çok iyi kullanmaları olduğunu gördük. Bir tek böyle gol atarlardı. Zaten öyle de oldu. Galatasaray kolay lokma olan Denizli'yi 4-1 yendi ama hiç de beklediğimiz kadar rahat kazanmadı. Bunun nedeni Denizli değil Galatasaray'ın kendisi. Galatasaray'ın genel olarak sıkıntıları bu maçta açık olarak gözüktü. Galatasaray kendi sahasında yeteri kadar iyi hücüm yapamıyor. Kanatları yeterince kullanamıyor. Sarı-Kırmızılılar, kendi sahasında yeterince rakibin üzerine gidemiyor. Kenarlardan defanstan çıkışlar hemen hemen hiç yok. Mesela Meira... Servet bile topla ileri çıkmaya çalışıyor. Meira da hiç hareket yok. Denizli karşısında oyuna çıkmayacaksan ne zaman çıkacaksın. Oyun 11'e 11 oynanırken ilk yarıda Hakan Balta ve Sabri de neredeyse hiç çıkmadılar. Zaten Sabri'de çıksa da ne yapacak ki? Çıkmaya kalktığında kendini sakatladı. Takımın kötülerindendi. Lincoln oynadığında Galatasaray hücümda çoğalamıyor. Nonda'nın yanına 2. ve 3. adamları sokamıyor. Golü de böyle yaptı. Denizli'nin korner atışında Aykut'un halen kalede tedirgin olduğunu gördük. Hasan Şaş, Kayserispor maçında biraz toparlamış gözükse de dün oyunda olduğu sürede kötü oynadı. Kewell, ilk yarıda Galatasaray'ın en iyilerindi. Ama Skibbe'nin onu 90 dakika oyunda tutması riskliydi. Nitekim, maçın sonlarında kasağını tutuyordu. Skibbe'nin Mehmet Topal değişikliği de çok doğru değildi. Topal, takımın en diri oyuncularındandı. Galatasaray çok iyi değildi ama 3 puan kazandı.