Beden ve zihin ilişkisi, tedavi süresince önemlidir. Moralin yüksek, psikolojinin düzgün olması tedavi için iyi bir adımdır.
Son yıllarda tıp alanında sağlanan gelişmelerle infertilite (kısırlık) tedavisinde büyük adımlar atılmaktadır. Birçok uzmanın söylediği ortak bir şey var; "Kısırlık artık kader olmaktan çıkıyor". İnfertilite (kısırlık) ile ilgili tanı ve tedavi yöntemleri hızla gelişmektedir. Ama tüm bu gelişmeler infertilite (kısırlık) tedavisinin bir boyutunu oluştururken geride tıbbi alandaki ilerlemeyle hemen hemen aynı önemde olan tedavinin önemli bir ayağı kalmaktadır; psikolojik destek.
İNFERTİLİTE TEDAVİSİ Yine son yıllarda beden-zihin ilişkisine dair yapılan araştırmalar, infertilitenin yarattığı duygusal zorlanmanın psikolojk tedavisinin infertilite tedavisinde gebelik oranlarını arttırılabileceğini ortaya koymaktadır. İnfertilite ve psikoloji arasında çift yönlü bir ilişkinin varlığından söz eden bu çalışmalara göre infertilite ve uzun süren infertilite tedavisi eşlerin psikolojisini olumsuz etkileyebilirken, çiftlerin psikolojik durumları da infertilite tedavisini etkileyebilmektedir. İnfertilite tanısı almış olan çiftler yaşamlarında beklenmedik duygusal ve fiziksel bir zorlanmayla karşı karşıya kalmaktadır. Bebek sahibi olamamak özellikle aile büyüklerinin, çevrenin, adet ve törelerin, toplumun baskılarının çok yoğun olduğu toplumumuzda bazen bir kabus niteliğini almaktadır. İnfertilite, çift tarafından gelecekle ilgili hayallerinin ve beklentilerinin sonu gibi de algılanabilmektedir. İnfertilite tedavisinin getirdiği maddi yük, belli aralıklarla yapılan hastane ziyaretleri, hatta çalışılıyorsa işten izin almayı gerektirmesi, kadın başta olmak üzere çifti zorlamaktadır.