Kısırlık sadece kadınlara özgü bir durum değildir Evli çiftlerin bir yıl sonunda yüzde 80 kadarı gebe kalır. Geri kalanı ise gerçek kısır grubunu oluşturur.
Ülkemizde toplumun temel yapısını aile oluşturur. Ailenin devamı için de doğurganlık önemlidir. Çiftler evlendikten sonra çevrenin ve aile büyüklerinin en sık sordukları soru çocukla ilgilidir. Özellikle kırsal kesimlerde çocuk sahibi olmak mutlak bir gereklilik ve prestij olarak algılanmaktadır.
3-4 AYDA GEBELİK Bu nedenle, evli çiftler 3-4 ay gibi bir evlilik süresi sonunda "Çocuk istiyorum, bebek istiyorum" diyerek doktor ve hastane kapılarını aşındırmaktadırlar. Kısırlık (infertilite) ülkemizde hem önemli bir sağlık sorunu hem de sosyal sorunlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Doğal olarak da kısırlık şüphesi ile sağlık kurumlarına yapılan başvurular oldukça fazladır. Her evlenen çiftin çok kısa bir süre içinde gebe kalması mümkün değildir. Her iki bireyin de üreme yeteneğinin normal olduğu durumlarda bile o ay için gebe kalma ihtimali yüzde 20- 25 civarındadır. Genellikle kabul edilen tanıma göre: Normal cinsel hayatı olan ve korunmadıkları halde bir yıl sonunda gebe kalmayan çiftlerde infertilite (kısırlık) düşünülür. Evli çiftlerin bir yıl sonunda yüzde 80 kadarı gebe kalmakta ve geri kalan yüzde 20'si gerçek kısır grubu oluşturmaktadır.
EŞLERE ÖZGÜ Kısırlık bazı yörelerde, sadece kadına ait bir sorun gibi kabul edilmektedir. Oysa asıl neden her ikisinden de kaynaklanabilir. Bazen, görünürde her şeyin normal olduğu çiftlerde bile gebelik oluşmayabilir.