Korku, gerçek bir tehlikenin ve düşüncesinin uyandırdığı olaylar zincirinde oluşan endişe duygusudur. Bu duygu iç çatışmalarımızla ilgilidir.
Korku nedir sorusunu yanıtlayan her birey korkudan nasıl kurtulabileceğini de iyi bilir. Korku insanlığın var oluşundan beri vardır ve insanlıkla aynı yaşıttadır diyebiliriz. Gerçek bir tehlikenin ve tehlike düşüncesinin uyandırdığı olaylar zincirinde oluşan endişe duygusu iç çatışmalarımızla da ilgilidir. Herhangi bir endişeyi veya nevrotik bir sorunun derin anlamını incelerken, gerçek korkunun labirentinde kendimizi kaybedebiliriz. Korku ile yüzleşmeksizin korkuyu anlamak mümkün değildir. Karanlık geçmişe sahip olan insanlar aldatmaca bir yöntemle toplumda kendine bir yer edinmeye çalışsa, bir önceki durumunun açığa çıkmasını önlemek için çeşitli yollara başvurur. Ancak sürekli bir endişe veya korku içinde yaşayacaktır. Belirli süre içinde yeni bir çevre edinir.
KAYBETME KORKUSU Bu yeni konumunu sağlama almak için bu sefer yine bir korkuya kapılır. Saygınlık ve gururca savunduğu yeni durumdan ötürü kendi geçmişine yabancılaşır. Eski yaşamını yok etmeye çalışır ve bunu yaparken insanlara daha çok yardım eder ve eski arkadaşlarına karşı olağanüstü babacan-cömertçe davranışlarda bulunur. Bu farklı davranış değişiklikleri onu yeni çatışmalara sokarken kendini tanımaz hale gelir. Yarattığı değerleri savunma da zorluklar yaşadığında kaybetme korkusuna kapılan kişi kendi hakkında endişe duymaya başlar ve kızgınlık, saldırganlık güdüleri ile bir savunma mekanizması oluşturur.