Gözlerinin içi gülüyor yine... Ancak ara sıra bir bulut geçiyor gibi yeşil gözlerinden... Ayrılığı kendine saklamaya kararlı. 'Ben acımı kendim çekerim' derken yeni projelerle karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. Hayatında yeni bir sayfa açan Melike Öcalan'la, yeniden başladığı hayatına dair konuştuk... Biraz güldük biraz da dertleştik....
* Uzun bir ara verdiniz ekranlara... Aslında çok uzun bir ara vermedim. Ama çok göz önünde işler yapmadım. Kendi hazırlayıp sunduğum programlar ve birkaç dizi denemem oldu. Son olarak da 'Şarkı Söylemek Lazım' yarışmasına katıldım.
* Daha önceki 'Şarkı Söylemek Lazım'ı izlemiş miydiniz? Bu yarışmadan daha önce de teklif gelmişti bana. Katılmamayı tercih etmiştim.
* Peki, bu sefer nasıl ikna oldunuz? Şarkı söylemeyi çok seviyorum. O dönemde katılmamam gerekiyordu bence. Şimdi zamanı gelmişti ve orada olmaktan dolayı çok mutluyum.
* Müzik eğitimi aldınız mı? Hiç müzik eğitimim yok. Kimse de yardımcı olmadı.
* Müzikle iç içeydiniz ama... Müzik programları sundum. Hep hazırlanarak çıktım o programlara. Müzisyen de çok arkadaşım var. Hep içindeydim yani.
* Yarışmada eşleşme nasıl oldu? Şansınıza Müslüm Gürses çıktı? Benim için büyük bir şans. Eşleşme tamamen tesadüf. Seslerimize bakıldı. Metin Özülkü, her yarışmacının ve koçun sesini dinledi. Dolayısıyla Müslüm Gürses'le ben eşleştim. Bizim seslerimizi birbirine uygun bulmuşlar.
* Türkiye'deki yarışma formatları polemik üzerine kurulu. Nasıl cesaret ettiniz yarışmaya katılmaya? En fazla şunu düşündüm; 'Nasıl güzel şarkı söylerim?' Çünkü ben sahneye çıkıp da kameranın ışığını gördüğüm zaman kendimi kaybediyorum. Yaradılışım bu. O metal enerjisini kesinlikle görmem gerekiyor.
* Açıkçası şarkı söylemekten bahsetmiyorum. Saldır, cevap ver, jüriyle kavga et... Başınıza bunların geleceğini düşünmediniz mi? Televizyoncuyum ben, bunları tabii ki düşündüm. Ama canlı yayın tecrübemden ötürü, kişiliğimin dışına çıkmadan cevap verebileceğimi de düşündüm.
* Hiç mi zorlanmadınız? Hepimiz insanız, robot değiliz ki! Bazı yerlerde sinirlendiğimiz durumlar olabiliyor. 'Özel hayatımla ilgili şeyler kullanılır mı?' diye endişe ettim. Ama bunu en başta ben kullanmadım ki...
* Hakikaten hiç kullanmadınız... Kafam çalışmadığı için değil. Böyle bir olayın nasıl kullanılabileceğini gayet iyi biliyorum. Yani ilk günden beri bu konuya bir şekilde gündemde tutabilirdim.
* Ama hiç konuşmadınız... 4 ay sustum, hiç konuşmadım. Bu süreçten sonra konuşmak zorunda kaldım. Kendimi tutamadım. En başta benim kullanmadığım bir şeyi, başkası benim adıma kullanamazdı. Buna da izin vermedim.
* Bir seyirci olarak ben ekranda sizi sıkıntılı görüyorum zaman zaman... Böyle bir panik atak havası... İzleyiciye söz verdim, kimseyle polemiğe girmeyeceğim. Müzikle ilgili yapılan eleştirilere hiçbir şey söylemiyorum. Dört jüri üyesi var orada. Hepsinin bilgisi, görgüsü, beğenisi çok farklı.
* Peki ya gerginlik? İlk haftalar yaşadım. Çünkü özel bir durumdan sonra ekrana çıktım. Çok farklı bir arenanın içine girdim. Yaşadığım ayrılığın bana karşı kullanılabileceğini de biliyordum. Gerçekten istemediğim için sustum. Yoksa ben bunu her hafta kullanabilirdim. 'İşte şarkı nereye gitti, kimin için söyledi?' gibi polemiklerle sürer giderdi. Gerginliğim bunlardan kaynaklandı.
* Geçti mi artık? Yıllarca canlı yayın yaptım, ama orada yumuşak karnıma dokunulabilir. Söylediğim tek bir kelimeyle, orada olmadığı için cevap veremeyecek kişileri zor durumda bırakabilirim stresi yaşadım. Ben orada olduğum için kimse kendi hakkında konuşulmasını hak etmiyor. Ama artık geçti...
* Eski pozitif Melike dönecek mi ekrana? Son zamanlarda mutluluğumun bile o kadar üstüne gelindi ki!
* Neden? İlk boşanan siz değilsiniz, son da siz olmayacaksınız... Bunun nedenini ben de anlamıyorum. Ben aslında çok mutlu olabilen, bir o kadar da dibe vurabilen biriyim. Bir ay evime kapanıp hatta 1-2 sene eve kapanıp mutsuz olabilirim.
* O zaman siz mutsuz olunca saklanıyorsunuz... İnandırıcı gelmiyor olabilir ama benim acımla başkasını üzmeye hakkım yok gibi geliyor.
* Bu kadar konuşmadan sonra size nasıl şöhret oldunuz diye sormak geçiyor aklımdan? Ben de soruyorum kendime; 'Ben nasıl meşhur oldum?' diye.
* Ekranda tanıdık sizi. Suat Suna ile birlikteliğinizi duyduk, sonra aşık olduğunuz kişiyle evlendiniz. Son olarak da ayrılık haberiniz geldi. İlişkinizi bile kendi doğallığında yaşadınız... Çünkü gösteriş olsun diye bir şey yaşamadık, duygular gerçekti. Ben mimar olsaydım, o öğretmen olsaydı da yine birlikte olacaktık muhakkak ki... O yüzden de gerçek bir şekilde başladı, gerçek bir şekilde bitti.