Yılların eskitemediği usta oyuncu Ali Poyrazoğlu ile mesleğinin inceliklerini, tiyatro dünyasının ünlü isimleriyle yaşadığı çok özel anıları fısıldaştık...
Nasıl gidiyor hayat? - Benim hayatım lunaparklar gibidir Savaşım.
* !!!!! - Yaptığım işlere bak aynen öyledir. Tiyatro, sinema, televizyon, radyo, dublaj, gazetecilik, yaşam koçluğu, eğitmenlik. Saniyem boş geçmez. Ama sorana "İşsizim, iş arıyorum" diyorum yine de. Öyle bir enerji bir potansiyeli var ki içimde, sanki şu an hiç bir iş yapmıyormuş gibiyim.
* Lunapark oluyor bu düzen öyle mi? - Evet aynen. Sanki atlı karıncadan iner çarpışan otomobillere binerim. Oradan dönme dolaba, korku tüneline, sonra bugi bugiye. Renkli, heyecanlı, coşkulu algılar, karşılar öyle yaşamaya çalışırım.
EKSİLDİK Mİ? * Üniversitede mi öğrettiler bunu? - Ben hatalarımın üniversitesinden mezun oldum. Yaptığın her hata seni motive eder. Hatalarını zehir ederek yaşarsan ölürsün ama panzehir yaparsan hayata döner, daha kuvvetli yaşarsın.
* Suna Pekuysal'la birlikte biraz daha eksildik değil mi? - Müthiş bir savaşçıyı kaybetti Türk Tiyatrosu. Sağlığının attığı her kazığa o savaşarak yanıt vermişti. Ayrıca sahnemizin bugüne kadar yetiştirdiği 3 büyük kadın komedyenden biriydi.
* Kim diğer ikisi? - Halide Pişkin ve Adile Naşit elbette. Kadın komedyen olmak çok zordur. Suna Abla bunu başarmıştı. Ayrıca sinemada da bir yıldızdı.
YILDIZLAR TOPLULUĞU * Konservatuarda sizin kuşağın yıldızlar topluluğu olduğu söylenir hep. Kimler vardı ki o dönem? - Hülya Koçyiğit, Müjdat Gezen, Erdal Özyağcılar, Mustafa Alabora, Savaş Dinçel, Salih Güney, Mete Sezer. Biz o dönemin figüranlarıydık düşünsene.
* Ama öğrenciydiniz daha? - Evet ama öğrenciyken de sahnedeydik. Bizim hocalarımız şimdikiler gibi okuldakilerin sahnede olmasını yasaklayıp engellemezdi. Aksine akademik eğitimin dışarıdan alınacak usta çırak ilişkisini de öğrenin, sentez olsun derlerdi.
* Hem alaylı hem mektepli oluyorsun ne güzel... - En önemli hocalardan biri de seyircidir. Eğitir insanı. Her gün bir jüri karşısına çıkıyorsun düşünsene. Bunu daha ilk yıllarda ustandan öğrenirsen büyük donanım oluyor. Ben de bana gelen bir çıraktan çok iyi pırlantalar çıkarırım. İyi kalfalar, ustalar yetiştiririm.
DENİZ AKKAYA DEDİ Kİ... * 35 yıllık özel tiyatro başka nasıl ayakta kalır ki? - Şu an Magiclife'da oynadığım kabaremde Deniz Akkaya partnerim. Bu kız içtenlikle geldi konuştu. Hiç bir komplekse kapılmadan samimi şekilde bir talepte bulundu. "Ben oyuncu olmak, işi tam öğrenmek, sana çırak olmak istiyorum" dedi. Benim de çok hoşuma gitti bu samimiyeti.
* İçten bir talepmiş. - Ben de bu içtenliğe kapımı sonuna kadar açarak yanıt verdim. Ama Deniz de saygı duyulacak kadar disiplinli davranıyor. Oyuna 2 saat önce gelip kostümünü giyip, makyajını yapıp bekliyor. Bu çok önemlidir. Disiplin ilk koşuldur bizim işimizde. Ferdi Özbeğen de kabaremizde biliyorsun. O dev sanatçı konserinden önce elinde bez, gelip piyanosunun tozunu bizzat alıyor. Örnek şeyler bunlar.