Geçen gün Gölköy'de Emre Ergani'nin işlettiği Bianca'da gördüm Kenan'ımı. Ayaküstü lafladık. Eski güzel günlerden de konuştuk gelecekten de... "Var mı projelerin, yeni sezonda ne yapacaksın?" filan derken Emre Ergani karıştı lafa;
- Önümüzü göremiyoruz ki abi. Sanatçı da işletmeci de önünü göremiyor ki...
Kenan da onaylayınca merak ettim sordum.
- Hayırdır niye şimdi bu bıkkınlık, bu sitem? - Eğlenceye para ayıracak adamlar azaldı artık.
- Kum gibi kaynıyor senin mekanın evlat. Daha neden şikayetin? - Benim işim hep iyi. Ama bu beni mutlu etmez ki. Sektör zora girince eninde sonunda her yer vurulur.
SEZON DEDİĞİN - Niye böyle oldu? - Pahalı oldu her şey abi. Mecburen pahalı satıyor herkes hizmeti.
- Satmayın o zaman bu kadar pahalı. - Mecburiyetten oluyor bu.
- Neymiş o mecburiyet? - Sorsan buraların sezonu 4-5 ay görünüyor. Oysa Haziran sonu başlıyor, Ağustos 15'de bitiyor. Hepi topu 1,5- 2 ay sürüyor sezon dediğin.
ESKİ ÇAMLAR - Yani? - Öyle olunca da bunca yatırım, tüm senenin yükünün sezona binmesi mecburen yükseltiyor fiyatları.
- Her yere de yansıyor tabii? - Yansımaz mı? Hangi koyda, hangi yere girsen 2 kişi yemek yesen adam başı 200 YTL verip çıkıyorsun. Aileler nasıl dayanır ki buna artık.
- Hep böyle değil miydi? -Değildi abi. Eski günler geride kaldı.
- "Eski çamlar bardak oldu" derdi dedem. - Aynen öyle abi. Doğru söylermiş valla...