Yeni imajıyla dikkat çeken Gülşen ilk evliliğinde yaptığı yanlışları bir daha asla yapmayacağını söylüyor Yeni imajıyla dikkat çeken Gülşen ilk evliliğinde yaptığı yanlışları bir daha asla yapmayacağını söylüyor.
Türk Pop Müziği'nin en iyi kadın vokallerinden biri olan Gülşen'i ben pijamalı haliyle ve en çok da uzun kumral saçlı döneminde beğenirdim. Sonra sansasyonel aşkları gündeme oturdu. Bundan bir kaç ay önce görme engelli çocuklar için ünlülerin masal okuduğu bir yardım projesinde beraber çalışırken tanıştık. Saçları siyahtan sapsarıya dönmüştü. Beyaz gömleğiyle geldiği bu sosyal sorumluluk projesiyle onu daha objektif gözle görmeye başladım. Ve işte geçen hafta 'Yapamazsan Yok' adlı yeni bir single çıkaran Gülşen ile Nişantaşı'nda Senem Çapa'nın ofisinde görüştük. Kurumsal kimliğe bürünme yolunda ilerleyen Gülşen planlı bir şekilde profesyonel ekibiyle çalışıyor. Hatalarından ders almayı bilmiş, kendine güvenli genç bir kadın vardı karşımda...
* Gülşen, hayat hikayeni kısaca anlat desem? 1976 yılında İstanbul'da doğdum. Karadenizli bir ailenin kızıyım. Babam makine mühendisi, annem ev hanımı. Okulları İstanbul'da okudum. Konservatuarda Türk Müziği Bölümü'nü bitirdim. Eş zamanlı olarak da Kenan Doğulu gibi hepimizin keşfedildiği popüler gece klüplerinde sahneye çıktım. Bir sürü kaset teklifi geldi. 1996'da ilk albümüm 'Be Adam' çıktı. 20 yaşında ilk albümüm çıktı. Ve o yıl evlendim.
* 20 yaşında ilkleri yaşamışsın. Hayatında o dönem istediklerini elde ettin mi böylece? Hem iş hem evlilik. Hayatta en çok istediğim şey, ne kadar iyi şarkı söyleyebildiğimi ispat etmek. Kendimi aileme de kanıtlamak. Şarkıcı olduğumu tüm dünyaya haykırmak isterim. Buna rağmen, 3 yıl süren ilk evliliğimde, hala beste ve söz yazsam da, biraz geri çekilme oldu. Müzikten tamamen kopmadım. Biraz geride durdum.
* Eşin mi istedi bunu? Sen mi? Benim evliliğimin getirdiği bir şeydi. 'Şarkı söylemeyeceksin' diye bir durum olmadı. Ama ben evliliğimi işimden ön plana atmıştım. Ve çok yanlıştı. Ama o yanlışı yapmasaydım şimdi bunu bilemezdim. Şu an birisi için işimi ikinci plana atmam.
* Yani şimdi atmıyorsun? Babam da gelse işimi ikinci plana atmam. Beni yaşatan şey müzik. Her şeysiz olabilirim ama müziksiz asla.
* Bir de ayakkabılarından vazgeçemiyormuşsun? Neye para harcarsın? Ayakkabılara evet. Bir de sahne kostümlerime. Londra'da yaşayan Ceyda Balaban tasarlıyor. Londra'dan benim için geldi. Fotoğraflarımı çekmek için de Paris'ten Cüneyt Akeroğlu geldi.
* Maşallah Londra'dan, Paris'ten geliyor ekibin. Sen çok seyahat ediyor musun? İşim gereği çok seyahat ediyorum. Devamlı gittiğim şehirler, Antalya, İzmir, Ankara. Ama yazın festivaller olunca Tokat'tan Kars'a, Edirne'den Konya'ya her yere gidiyorum. Yurtdışında da, Almanya'nın neredeyse tüm şehirlerine gittim. Hollanda, Amsterdam, Paris, ABD'de de konserler oluyor.
* Seyahatlerinde rutin alışkanlıkların nelerdir? Sabah ilk uçak hangisiyse onunla giderim. Bavulları bırakmadan kendimi sokağa atarım. Özgürce sokaklarda dolaşırım. Halim kalmadan iki büklüm otele gelir, kıyafetimi giyer ve konsere çıkarım.
* Kendine özel tatilde neler yaparsın? Tatil deyince insanların aklına huzur gelir, bana huzursuzluk veriyor. Tatildeyken bir şey kaçırıyorum gibi geliyor. Tatil ödülünü kendime veriyorum ama işleri arkada bıraktığım için aklım kalıyor. Kız arkadaşlarımla tatil yapmayı seviyorum.