Türkiye, yıllarca beklediği haberi ilk ondan duydu Abdullah Öcalan'ın yakalandığını ilk duyuran haberci Fuat Kozluklu, Malatya'da yerel bir gazete muhabirliğinden Washington temsilciliğine uzanan kilometre taşlarının son durağında; atv'de....
Televizyon haberleri, temizlik dönemine devam ediyor. Bir dönem ekranları istila eden 'İstanbul'un göbeğinde fuhuş rezaleti', 'Travestiler kameralara saldırdı', 'Sarhoş sürücünün komik halleri' gibi haberlerden bunalan izleyiciye 'haber' sunmak için kolları sıvayan TV kanalları, geçtiğimiz sezona anchorman yarışıyla başlamıştı. Tecrübeli habercilerin boy gösterdiği ana haber bültenleri arasında atv, haber yarışına elinde bir kozla devam ediyor. Koz olması sadece soyadına bir gönderme değil. Haftasonu haberlerinin yeni yüzü Fuat Kozluklu bütün habercileri kıskandıracak haberlerle dolu kilometre taşlarına ve başarı öyküsüne sahip... Malatya'da küçük bir yerel gazetenin muhabirliğinden birçok ulusal TV ve radyonun Washington temsilciliğine uzanan yolun atv durağındaki Fuat Kozluklu; İletişim fakültelerinde örnek olarak da anlatılıyor.
BAB-I ALİ'YE HABER ATLATTI 1984 seçimleriyle yeni bir döneme giren Türkiye gibi, seçimler sırasında bütün basına haber atlatan genç bir muhabirin de hayatı yeni bir döneme girdi. Malatya'nın Görüş gazetesinde İsmet Yalvaç'ın yanında muhabirliğe başlayan 17 yaşındaki Fuat Kozluklu; Turgut Özal, Erdal İnönü ve Necdet Calp'ı arayarak seçimlerle ilgili görüş almış ve gazetesine manşet olan bu haberle bütün Bab-ı Ali'ye haber atlatmış. Ertesi gün ise ulusal gazeteler, Görüş Gazetesi'nin haberlerini gazetelerinin manşetlerine taşımışlar. O dönem Cumhuriyet gazetesinin haber müdürü olan Yalçın Bayar'ın girişimleriyle İstanbul'a gelen Fuat Kozluklu, bugünlerin hayalini o zamandan kuruyormuş. Topluma ve insanlara hep bir katma değer oluşturmak, hayatlarına gelişim katmak için onları bilgilendirmek amacını 16-17 yaşlarından itibaren taşıdığını söyleyen Kozluklu, bunu gerçekleştirmek için en yakın mesleğin gazetecilik olduğunu düşünerek bu mesleğe baş koymuş. Lafın gelişi değil gerçekten baş koyan Kozluklu, habercilik uğruna defalarca gözaltına alınmış, dövülmüş, kolu kırılmış... Yine gazeteciliğe başladığı yıllarda ortaya çıkan terör sorununu en yakından takip eden gazetecilerden biri olmuş. Dört yıl boyunca sınırdaki çatışmaları takip eden, Irak sınırını geçen, Irak'tan kaçan mültecilerle Türkiye'ye yolculuk eden Kozluklu, Kosova Savaşı'nın da en yakın takipçisi.
KAMERA SEHPASI DA TAŞIDIM Yerel gazeteden geldiği için gurur duyduğunu ve bunun kendisi için bir madalya olduğunu vurgulayan Fuat Kozluklu, yine de bir yanını hep eksik hissetmiş. Bu yüzden de hep okumuş, araştırmış, kendinden deneyimli gazetecilerden dersler dinlemiş, arşivlerde sabahlamış. Foto muhabirliği ve kameramanlık da yapan Kozluklu, kamera sehpası taşımış yeri geldiğinde mikrofon tutmuş. Bunların zaman zaman meslektaşları arasında aşağılanma konusu edildiğini anlatan Kozluklu; "Evet, ben kamera asistanlığı yaptım; kameramanlık, foto muhabirliği, muhabirlik yaptım, Washington Temsilciliği yaptım ve de kameranın önündeyim şimdi. Ne güzel ben mikrofon taşıyarak, kamera sehpası taşıyarak, asistanlık yaparak buralara geldim. Zaten doğrusu da bu. Batıda kamera önündeki insanlar hem yerelden hem de bu işin mutfağından gelmiştir. Ben de 'Yerelden gelmeyenler iyi haberci değildir' desem olur mu? Orada haber sunan anchormanlar hâlâ haber sahasına çıkar. En ünlü anchormanleri bir olay yerinde anons yaparken görürsünüz... Ne güzel!" diyor.