Yardım ederken travmayı baştan ele alıp buna iştirak eden faktörleri ve çatışmaları ortaya çıkartarak, gerçek olguları ve nedensellikleri anlamayı ve öne çıkan duyguların kabul edilmesini sağlayabiliriz. Suçluluk duyguları ile onaylanılmışlık duygularını birbirinden ayırt etmek ve yeni değerlendirmeleri desteklemek, psikolojik tedaviden önce yapılacak bir ön çalışma anlamında çok önemlidir.

'HAYATIN ANLAMSIZLIĞI' EGEMEN OLUR
Travma sonrası yaşanan psiko-somatik belirtiler özellikle sıkça rastlanan ilk gün ve haftalarda kabuslar, duygusal sessizlik, depresyon, sosyal hayattan çekilme ve bunların sonuçları olarak bağımlılık ürünlerinin tüketiminin artması, günlük hayatın yaşanırlılığının kısıtlanmış olması, kişide çaresizlikle başlayan hayatın anlamsızlığı ve boşluk duyguları egemendir.

PSİKOLOJİK DESTEK GEREKEBİLİR
Genelde travma ve etkilerinin 2 aydan daha uzun sürmesi durumunda, stres bozuklukları ve uyku bozuklukları da ortaya çıkar. Bu gibi durumlarda, travma sonrası terapi ve psikolojik destek alınmalıdır. Travma tarihsel olabileceği gibi toplumsal ve bireysel de yaşanmaktadır. Bazen yaşanan travmalar toplum hayatı için öğreticidir. Örneğin depremlere karşı daha iyi binalar inşa edilmesi, bilimsel ve mesleki eğitim ve öğretim fırsatlarının oluşturulması gibi... Bu değişikliklerin yapılmasıyla insanlarımız değişim ve dönüşümü kabul eder. Olabilecek travmalar en asgari noktaya çekilir. Toplumsal acılar ve neşeler ortakça paylaşılmaya başlanır.