Bir Türk gazetecisi hafta sonu ekinde tam sayfa gözlemlerini aktarıyor, ülkesine faydalı olmak amacıyla.
"Sex and the City filmi, İstanbul'u da etkisi altına almış, yerli Carrie'ler, Charlotte'ler, Samantha'lar ve Miranda'lar İstinye Park'ı işgal etmiş" diye başlıyor ve bu Türk kadınlarının neler yaptığını uzun uzun anlatıyor.
İlk durak markalar sokağı!
Buraya giderken sıradan şeyler giymemek gerekiyor. Çünkü herkes sanki podyumdan fırlamış gibi. Kimisi, Carrie'nin giydiği Jimmy Choo ayakkabı tercih etmiş, kimisinin yakasında Charlotte'un taktığı Chanel broş, kiminde ise Miranda'nın kolundaki Fendi çanta!
Arkadan kuaför geliyor. Herkesin saçları sarı ya da bakır sarıymış! Sex and the City hesabı.
Sonra sırada, yemek var. Alışverişten yorulan kadınlar, burada özellikle av bıldırcını ve zahter turşusu ile servis edilen pirzolayı tercih ediyorlarmış. Etrafta da bir sürü ünlü kadın sanatçı olması yemeğe ayrı bir lezzet katmakta imiş.
Gün daha bitmedi!
Alışveriş ve yemeğin ardından hem beden hem de ruh sağlığı için SPA'ya gidiliyor. İçeri girdiğinizde sizi karşılayan su duvarı, dış dünyadan hızla uzaklaşmanızı sağlıyormuş. Burada Balililer sizi lotus çayı ile karşılıyorlarmış. Daha sonra Refleksoloji terapisi, Thai masajları ve 60 değişik masaj ile rahatlatıyorlarmış!
Son durak, Armani Cafe imiş. Burada bir şeyler yudumlamak ille de gerekiyormuş. Tabii bir miktar da dedikodu falan.
Sonra cipin şoförüne telefon edilip evin yolu tutuluyormuş!
Bizim "şanslı Türk kadınlarının" bir günlük rutinini bu şekilde özetliyor gazeteci arkadaşımız!
***
Gözü olanın gözü çıksın da...
Açgözlü, dinsiz, imansız, gaddar, kaba, görgüsüz, merhametsiz "küresel sermaye"nin işbirlikçileri böyle bir tatlı hayatı belirli bir zümreye sunmakta beis görmüyor olabilirler de...
***
Üniversite mezunlarının "memuriyet sınavı" ile lise mezunlarının memuriyet sınavlarına toplam 1 milyon kişi giriyorsa, bunlardan şanslı olarak işe alınacaklar aylık 900 liraya talim edeceklerse, bu topraklarda bir şeyler ters gidiyor demektir.
Küresel sermaye, eninde sonunda 7 yıldızlı yaşamları da tüketecektir!
Türkiye, zamanında uyanamazsa Diyarbakır karpuzu gibi göbeğinden çatlayacaktır.
Sex and the City isimli film, muazzam bir körleştirme operasyonudur, kültürel yıkım girişimidir!