Akfırat Belediye Başkanı Hilmi Yıldız'ın evrakta sahtecilik yaparak imara açık olmayan arazinin planını değiştirdiği haberiyle ilgili olarak yayımladığımız belgelerin sahte olduğu bir kez de yetkili ağızlardan kanıtlandı. Belediyede encümen ve belediye meclis üyesi olan bir yetkili "gerçek" belgelerde imzasının olduğunu ancak aynı tarihli ve aynı toplantı numaralı ikinci belgeleri hayatında hiç görmediğini söyledi.
Belediyeyle ilgili bazı "itiraflarda" bulunan yetkili, daha önce Başbakanlık da dahil olmak üzere çeşitli milletvekili ve bakanlara geçen yılın 1 Aralık tarihinde mektup gönderdiğini ancak sonuç alamadığını belirtti. Encümen üyesinin itirafları tüyler ürperten nitelikte

* Belgelerdeki imzaların size ait olmadığını söylüyorsunuz?
Önümüzde 05.06.2007 karar tarihli 38 no'lu iki ayrı belge var. Aynı gün, sayıyla ve aynı konuyla ilgili iki encümen kararı olmasına imkan ve ihtimal yok. Yayınladığınız haberdeki belgelerin ikisi "gerçekten" sahte. Belgedeki imzanın benimkiyle karşılaştırılması için ilgili yerlere başvurdum. Hatta bu konuyla ilgili savcılıkta ifade verdim ve savcılık bana sahte olan belgeyi gösterdi. Savcıya imzaladığım belgenin o olmadığını söyleyip, gerçek belgeyi verdim.

* Encümen toplantılarını ne zamanları yapıyorsunuz?
Salı ve Perşembe günleri... 5 kişi aynı gün toplanmaya özen gösteririz. Takıldığımız fen, imar veya zabıtayla ilgili konular varsa, bilgi sahibi insanlarla görüşürüz. Encümende aldığımız kararlar genellikle bağış, yardıma muhtaç insanlarla ilgilidir. Yaklaşık 3 aydır da encümene gelen bir evrak yok. Hemen hemen her gün yazıişlerine telefon açar sorarım. Örneğin bir milletvekilinin evraklarda vekaleti eksikti, bu duruma itiraz edince bayağı bir azar işitmiştim. Ama 20 dakika sonra hallettik. Ama bu sahte belge olayı nasıl olduysa bizim zaafımıza gelmiş. Artık sayı ve tarihleri kontrol etmeden hiçbir şeye imza atmıyorum. Ali İhsan Günler'i şahsen tanırım, dolayısıyla belgenin içeriği aklımda kaldı. Bu sahte evrağı yazıişlerine sordum. Ama onlarda da böyle bir evrak yok sadece siz de ve savcılıkta gördüm. Evrağın gerçeğinde bulunan "Belediyemizin talebi halinde verilen süre içerisinde kaldırmak kaydı ile" ibaresini ben koydurdum. Diğer belgede bu cümle yok. Ayrıca benimkinin dışında diğer belgedeki üç imzanın da o şahıslara ait olduğunu düşünmüyorum. Bakar bakmaz da anlaşılıyor zaten.

* Arkadaşlarınızla imza konusunda görüşmeniz oldu mu?
Konuyla ilgili savcılığa başvuracağımı ve evraktaki imzaları kendi imzalarıyla karşılaştırmalarını söyledim. Ancak Tuzla kaymakamı, savcısına hatta Kartal ve Maltepe'dekilere de güvenmiyorum. Bence ikili ilişkiler var.

* Sizin içerisinde bulunduğumuz durumla onların arasındaki ikili ilişkilerin ve Hilmi Yıldız'ın ne alakası olabilir ki?
Cumhuriyet savcılığına dilekçe verdim örtbas etti. Bu adamların belediye başkanıyla ilişkisinin olduğunu düşünüyorum.

* Tepeören'in imar planlarının Orhanlı'ya bağlı olduğu dönemde Cemil Ekşi tarafından yapıldığını biliyoruz. Ancak planlar askıdayken Tepeören, Akfırat'a bağlandı. Hilmi Yıldız o zaman neden Cemil Ekşi'nin yaptığı imar planlarını tartışmasız aynen kabul etti?
Planlar geldiğinde olduğu gibi Belediye Meclisi'ne sunuldu. Planları yapan arkadaşı çağırdık bir hafta bu konuda brifing verdi. Cemil Ekşi, abuk sabuk planlar yapmıştı o zaman. Bence Fırat Mahallesi'nin imarının bir an önce çıkması konusunda toplumsal bir baskı vardı. Ben her şeye rağmen bu planlara karşı çıktım. (Aslında Fırat Mahallesi'yle Tepeören'in bir ilgisi yok.)

* Planlara karşı çıktığınız için herhangi bir zorlukla karşılaştınız mı?
Arabama zarar verildi, arkadaşım taciz edildi.