Bizim bir tarzımız var. Hatta bizim dinleyicimiz bizi bazı programlarda görmek istemediklerini söylüyor. Onları hayal kırıklığına uğratmayacağız.

Grup Gündoğarken'in Burhan ve Gökhan Şeşen'in son albümlerinin adı; "Hayat Bu". Kendi deyimleriyle aşk, hüzün, ayrılık ve kavuşmaların kıyısındaki insanın öyküsü sinmiş şarkılarını magazin dünyasından uzak bir yerde söylüyorlar... Şeşenler'e göre; şarkı söylemek insanın kendi içine yapılmış yolculukla eş anlamlı...

* Şarkılarınız şiirden besleniyor. İmgelemi yüklü cümleler var. G.Ş.- Şiirden pek hoşlanmazdım ama Nazım'ın şiirleriyle tanıştıktan sonra sözlerimizin bu tatta olması konusunda ikna oldum. Onun şiiri başka bir şiir çünkü.
B.Ş- Onun dışında da çok baba şairler var.

* Mesela Sezai Karakoç var. Siz sevgilisine; "Uzatma dünya sürgünümü benim!" diyen kaç şair biliyorsunuz?
G.Ş.- Müthiş.

* Aynı hissiyatı sizde Bülent Ortaçgil'de, Vedat Sakman'da, Erkan Oğur-İsmail Demircioğlu'nda buluyorum.
G.Ş.- Evet o hissiyat içimizden geldiği gibi ifade ettiğimiz duygularımızdır bizim.
B.Ş.- Evet işte hayat bir anlamda otobandan akıyor. Hayat bu ama biz patikadan yürüyoruz.

MAHALLENİN ŞARKISI
* Şarkılardan biri de yaşadığınız mahalleyi anlatıyor. Kuzguncuk çok özel bir yer değil mi? Kuzguncuk şarkısının anlamı nedir?
G.Ş.- Türkiye'de değişik yerlerde bulunduk. Ama hep o mahalle dokusunu sevdik biz. Alışmışız ona. İstanbul'da oturduğumuz yerlerde öyle bir doku yoktu.

* Tam bir mahalle değil mi? Ekmek Teknesi, eski evler, dar sokaklar...
B.Ş- Kuzguncuk'a taşındım. Sevgilimden ayrılmıştım. Yaşamaya başladığım evin sahibi intihar etmiş. Uzun süre direndim yazdığım tek cümleye. Gürol Ağırbaş; "Eğer burada yaşayacaksan içinden Kuzguncuk geçen bir şarkın olmalı!" demişti.

* Albümdeki şarkılardan biri de "Senin Gibi Bakmadı!" Giriş cümlesi çok etkiledi beni; "Seninle birlikte hiç resmimiz yok bizim!" Pişmanlık, özlem, hasret.
B.Ş.- Eşimle kot pantalonlar üstümüzde bir şahit bulup evlenmiştik. Kimsenin haberi olmadı evliliğimizden. Boşandık yine öyle. Boşandıktan sonra yaşadığım pişmanlığı anlattım şarkıda; "Elimde olsaydı o günlere dönmek / takvimlerin yapraklarını yırtardım tek tek!" Yaşadıklarımızı unutmuyorum. Ama bitecek olan bitti tabii.

* O yüzden; "Beni alıp giden gecelerdeyim / yokluğunda kurulmayan cümlelerdeyim!"
G.Ş.- "Ne acıya ne de aşka dayanır kalbim / senden sonra işte ben bu hallerdeyim!"

BAŞKALARININ HAYATLARI
* Peki o zaman; elindeki beş benzemezle bize sür kontur çeken bu hayatta siz sevgiyi nereye koyarsınız?
G.Ş.- Başkalarının hayatlarını yaşıyoruz aslında.
B. Ş.- Uzun vadede parayı sevgi toplar, onu söyleyeyim.

* Her şarkınızda bir iç yolculuk var. Her sevdalı bu iç yolculuğu yapmak zorunda mıdır?
B.Ş.- İnsanın iç yolculuğu kendini tanımaya doğru bir yolculuktur. İnsanın kendini bilmesi ve bulmasıyla ilgili bir problemdir bu; çözümdür de her şeyi bildiğini iddia eden ukalalardan olmamak gerekir. Düşünün ki biri var ve siyasetten futbola kadar her şeyi bildiğini iddia ediyor. Aslında bilmiyor ama ahkem kesiyor.

KENDİNİ BİLMEK
* İnsanın kendini bilmesi yolculuğunun doğru gittiğini mi gösterir?
B.Ş- İnsan baktığında gerçekten bir dünya aslında. Her davranışın bir nedeni, bir gerekçesi var. Onun için iç yolculuğumuz insanın kendini tanımasıyla eş anlamlı. Adam olmaya çalışmak.

* Adam olmak neye denk düşüyor?
G.Ş- Adam olmak iyi olmayı gerektiriyor.

* Peki, doğru olmak iyi olmak anlamına mı geliyor?
G.Ş- Her zaman değil. B.Ş- Evet, herkese iyi olmak iyi bir şey değil. Herkesle iyi oluyorsanız orada bir problem var demektir. Herkese hak verirsen birilerine haksızlık yaparsın.

* "Hayat Bu" son albümün adı. CD kapağında bir mektup görünüyor...
B.Ş.- O benim tuttuğum günlük aslında. 1976'dan beri günlük tutarım. Her gün olmasa da yazarım. Bu çalışmada Gökhan'ın söylediği "Gündoğarken" şarkısının ilk sözleri yazılıydı o mektupta. O zaman yazmıştım çok sonra şarkılaştırdık.

* Bütün duyguların bir potada eritildiği bir karma sound var çalışmalarınızda. Aynı anda Zülfü, Orhan Gencebay ve Müslüm Gürses ve belki Yunan havasını bulmak mümkün.
B.Ş.- Bilinçli dinleyicinin tavrı ya da algısı bu. Biz işte bu tınıdan taviz vermedik. Bizi sürekli kılan bu oldu.

* Edip Akbayram algısı var dinleyicide. Bir keresinde onu gören bir hayranı; "Aaa bakın 'Aldırma Gönül' geçiyor!" demişti.
G.Ş.- Feridun Düzağaç'ın kızı kızdığı zaman babasına "F.D." diyormuş mesela. Bu bir şeyi gösterir; bizi nasıl algıladıklarını.

AŞK BİR MASAL
* Nasıl oluyor bu?
G.Ş- Burada iyi şeyleri sahiplenme duygusunun olduğuna inanıyorum. Düşünün ki her şeyin kolay tüketildiğinden dem vururken biz nasıl kendimizi kolay tüketilir bir duruma sokabiliriz ki? Umutlu olmalıyız.

* Çıkmaz sokaklar olsa bile mutlaka bir yol bulunur diyorsunuz?
G.Ş.- Evet hiç bir zaman kaybolmak yok.

* Peki, aradığımız ama bulamadığımız aşklar. Ben seni hiç böyle aramamıştım!"
G.Ş.- Evet; "Aramıştım belki de bulamamıştım!" Fakat hangisi aradığım bilemiyorum. Eski eşim mi? Sonradan yaşadığım aşkım mı? Bulamadım ben.

* Belki kendimize "tozpembe masallar" anlatırız.
G.Ş.- Evet aşk bir masalmış nasılsa.

* İçinden ah de vefa geçen bir masal.
B.Ş- Benim "ama tuttuğum eli satmadım!" dediğim aşk işte.

* "Hayat Bu" değil mi?
B.Ş- Evet.
B.Ş- Kesinlikle.