Duygusal yeme bozuklukları üzerine uzmanlaşan Uzman Psikolog Feyza Bayraktar, yazı dizimizin ikinci gününde kilo almaya neden olan duygusal sebepleri ve çözüm önerilerini sunuyor. Kilo almaya neden olan duygusal yeme bozukluğu 'Tepkisel Yeme Bozukluğu' ve 'Gece Yeme Sendromu' olarak ikiye ayrılıyor ve her iki durum da obeziteye sebep olabiliyor.
TEPKİSEL AŞIRI YEME BOZUKLUĞU
Anoreksiya ve Bulimia'dan farklı olarak "Tepkisel Yeme Bozukluğu" erkeklerde de oldukça sık görülür. Tepkisel Yeme Bozukluğu, teşhis kriteri kişinin en az haftada 2 olmak üzere kendini durduramayacak gibi hissedip aşırı yemek yemesi olarak açıklanabilir. Kişi aç olmadığı halde normalde yediği yiyeceğin çok üzerinde yiyeceği, fiziksel rahatsızlık hissedene kadar hızlı bir şekilde tüketir. Kişi bu aşırı yeme krizlerinden utanç duyduğu için tek başına olmayı tercih eder. Yemenin arkasından kendinden iğrenme duygusuna kapılır, suçluluk ve utanç duyar. Bulimia'dan farklı olarak kişi yediklerini kusma, ilaç kullanımı veya egzersiz yoluyla atmaya çalışmadığı için aşırı kilo alımına, obeziteye sebep olur.
GECE YEME SENDROMU
Gece Yeme Sendromu kişinin daha çok akşam 6'dan sonra, özellikle akşam 8 sabah 6 arası, aşırı yemek yemesidir. Bazen kişi gece uykusundan uyanıp yemek yer ve bunu hatırlayamayabilir. Gece aşırı yemenin ardından kişi tokluk hissinden dolayı sabah genelde kahvaltı etmek istemeyebilir ve günü oğleye kadar bir şey yemeden geçirebilir. Gece aşırı yeme krizleri, kilo alımına dolayısıyla obeziteye sebep olabilir. Sebepleri hâlâ araştırılmakla birlikte Tepkisel Yeme Bozuklugu ve Gece Yeme Sendromu; depresyon, anksiyete (kaygı) bozuklukları, kişilik bozuklukları, alkol ve madde bağımlılığı, kumar bağımlılığı, alışveriş bağımlılığı, kleptomani gibi dürtükontrol bozuklukları, özgüven eksikliği, öfke, sıkıntı, stres, üzüntü ile seyreder.
HEM SEBEP HEM SONUÇ
Özellikle, depresyon ve kaygı bozuklukları yeme bozukluklarına sebep olacağı gibi, yeme bozuklukları da bu psikolojik rahatsızlıklara sebep olabilir. Dolayısıyla birbirinden kesin çizgilerle ayırmak güçtür. Depresyon, kendini üzüntülü, değersiz, umutsuz, çaresiz hissetme, konsantrasyon zorluğu, daha önce zevk alınan aktivitelerden zevk alamama, cinsel isteksizlik, yorgunluk hissi ve uyuma istegi, nedeni belli olmayan vücut ağrıları, iştahta azalma veya artma, boşluk hissi, kendine zarar verme isteği olarak özetlenebilir. Depresyon tanısı için bu belirtilerin hepsinin görülmesi gerekmez. Bu belirtilerden bazılarının varlığı depresyon teşhisi için geçerlidir. Kaygı bozuklukları, kişinin hayatında her an kötü bir şey olacakmış gibi endişeli, huzursuz ve tedirgin olması, kaygılarını kontrol edememe durumu, devam eden huzursuzluk hissi, uyku bozukluğu, yorgunluk ve halsizlik, konsantrasyon bozukluğu, ani tepki verme olarak açıklanabilir.