Bir devlet dairesine ya da herhangi bir kuruluşa gittiğinizde duvarda bir uyarı görürsünüz:
"Yere çöp atma..." Bir zamanlar Şehir Hatları vapurlarında şöyle yazıyordu:
"Yere tükürme..."
Hâlâ yazıyor mu bilmiyorum.
Ama bu tür emirlere alışığız.
"Çiçekleri kopartma..."
"Çimlere basma..."
Düşünün biz bu tür uyarılara muhatap oluyoruz. Ya da bu uyarıyı yapma mecburiyeti hissediliyor. Ne kadar ayıp...
'SİLAH ATMA' Ve son olarak Futbol Milli Takımımız'ın yöneticileri ve teknik direktörü, hatta oyuncular şu uyarıyı yapıyorlar:
"Sevinelim ama havaya ateş etmeyelim..."
Bir de bunu dünyanın her yerinden gelmiş yabancı gazetecilerin olduğu bir ortamda söylüyorlar. Düşünün yabancı bir basın mensubu, tur atlamış Türk Milli Takımı'nın hocasının açıklamalarını dinlemek için gelmiş ve o teknik adam söze şöyle başlamak zorunda hissediyor kendisini:
"Kimse havaya ateş etmesin." Kendinizi o yabancı basın mensubunun yerine koyun. Ne düşünürsünüz? Acaba ne düşünüyorlar? Ne olduğunu anlayabiliyorlar mı?
ÇOCUKLAR ÖLÜYOR Bir insanın sevinmek için silahını alıp havaya ateş etmesini nasıl karşılıyorlar? Üstelik bunu yaparken masum çocukların yaralandığını duyduklarında ne hissediyorlar?
Yukarıdaki gibi utanç verici emirleri okuduğumuzda, biz ne hissediyoruz?
"Yere tükürme" diye emirler asılan bir ülkede demek ki yere tükürmenin kötü bir şey olduğunu bilmeyen insanlar yaşıyor.
Dün gece bütün uyarılara rağmen yine insan kılıklı yaratıklar ateş ettiler, masum çocukları yaraladılar, öldürdüler.
Artık utanmalıyız...