40 yaş üzeri hemen herkesin fötr şapka taktığı Uşak Karacahisar'da eskiden 'fötr' şapkasıza kız bile verilmezmiş. Şapkalıların köyüne Yeni Aktüel dergisi girdi....
Yeni Aktüel dergisinden Ürün Dirier'in haberi bu neşeli köye misafir ediyor... 1925'te çıkarılan "Şapka Kanunu"ndan sonra tüm Türkiye gibi fötr şapkayla tanışan Uşak'ın Karacahisar köylüleri, 83 yıldır fötrlerini başlarından çıkarmamış. Tarlada, evde, sokakta, kahvede her yerde takıyorlar. Hatta ayaklarda terlik bile olsa başlarda kendi deyimleriyle "foter" eksik olmuyor. Fötr takmanın bir adabı da var burada; kenarına çiçek iliştirmek! Tarih 25 Kasım 1925... TBMM "Şapka Kanunu"nu kabul etti ve fes giymek suç sayıldı. Kısa bir süre sonra jandarmalar Uşak Banaz'ın Karacahisar Köyü'nün yolunu tuttu. Köy meydanına varınca içlerinden biri yüksek sesle yeni kanunu açıkladı: "Efendiler, bundan böyle fesler çıkarılacak yerine şapka takılacaktır." Yıl 2008. Karacahisarlılar'ın Cumhuriyet'in ilk dönemlerindeki gibi hâlâ fötr şapka taktıklarını öğrendik ve görmek için düştük yollara.
'FOTERLER ALAMANYA'DAN' "Neden diğer köylüler kaskete dönerken bu köy fötrünü bırakmamış?" sorusuyla başladık konuşmaya. Kimine göre bunun yanıtı fötrün Atatürk'ün mirası olması. Hatta bir rivayete göre Atatürk köye bizzat gelerek fötr şapka dağıtmış. Eşi Latife Hanım Uşaklı ya, o yüzden Uşak köylerini gezerken Karacahisar'a da uğramış. Ama biz işin aslına gelelim; fötr modasının burada taze kalmasının esas nedeni, köyde herkesin istisnasız herkesin Almanya'da bir akrabasının olması. Almanya'dan gelirken son model şık fötrler getiriyorlarmış her ziyaretlerinde. Köyde kime sorsanız şapkası "Alamanya'dan". Yani insanlar artık Türkiye'de satılmıyor diye fötrlerini birer birer bırakırken, burası Almanya sayesinde hep taze tutmuş fötr sevdasını...
'ŞENAY AKAY'LA YAN YANA BAS' Çay içerken sorularımızı sorup, sohbetler ettikten sonra köy meydanına çıktık, oyun ekibi bize İslamoğlu dedikleri hızlandırılmış zeybek türü oyunlarını oynadı çiçekli fötrleriyle. Bu arada penceredeki amca dayanamayıp belinden silahını çıkardı üç el ateş etti havaya, adetten... Fotoğrafını çekmek isteyince de içeri kaçtı. Sonra oynakbaşı Ahmet Türkmen bize 100 haneli köylerinde beş misafirhaneleri olduğunu anlattı gururla. Gerçekten 'misafirperver köy' diye buraya denir. Kendi evlerinden daha güzel olan misafirhanelerde yemek, içmek, yatmak bedava. Köye gelen alıcı, satıcı ve diğer misafirler için yapmışlar. Keşke kalabilseydik diye iç geçire geçire tekrar bindik araca ve "Fotoğrafımı Şenay Akay'la yan yana bas" esprilerinin arasında, koyulduk dönüş yoluna... Hacım Turgut * Amca bir fotoğrafını çekebilir miyiz? - Niye enternete mi basçeniz beni?
Çoban Murat Kara * Amca niye fötr şapka takıyorsun? - E ışıktan soğuktan koruyo da ondan. Dededen kalma, adetten.. Kamil Koç * Adın ne amca? - Kamil Koç, otobüs gibi, ha ha ha. * Ne zamandır fötr şapka takıyorsun? - Küçük çocukkenden beri.