Yaşam kalitemiz yükseldikçe, yani hırslardan arınmış, temiz saf niyetlerle hareket ediyorsak, sevgi dolu ve bağışlayıcıysak, korku, endişe gibi duyguları en aza indirmiş ya da onların farkında olup onlara gülüp geçebilen insanlarsak, rüyalarımıza hayvanlar çok fazla girmiyor ya da onları bizi ürkütecek, korkutacak şekilde görmüyoruz. Hayvanlar gördüğümüzde, artı eksi yönlerine bakabiliriz. Hangileri bizde var veya yok, yok olanları geliştirelim. Eksileri artı yapalım, artıları da çoğaltalım.
Birkaç hayvan sembolü kullanarak örnekler verelim:
* Fare: Temel olarak cinsellikle ilgili durumlara işaret ediyor olabilir. Eğer üzerinize atlıyorsa, cinsellikten kaçıyor olabilirsiniz.
* Yılan: Rehber rüyaların her aşamasında görülen hayvanlardandır. Ondan korkmak yerine, elinize almayı seçiyor olabilirsiniz. Çünkü o sizin gücünüzü temsil eder. Sahip olduğunuz kaynaklara işaret eder. Yılan tamamen pozitif bir şeydir rüyalarda.
* Köpek: Eğer egolarımız çok yüksekse, rüyalarımıza girip onlara işaret eder ve ayna tutar. Yani "Bir an önce bu egondan, bu gölgenden kurtul" der. Bizi kovalayan bir şeyden kaçıyorsak, uyanık yaşamda bağışlayamadığımız, affedemediğimiz, kızgın, kırgın olduğumuz birisine işaret ediyor olabilir. Bir duygudan ya da sorumluluktan kaçıyor olabiliriz ve onu öyle beslemişizdir ki dev haline gelmiştir. Ama köpeği sevip okşuyorsak, kendi eksik ve yanlış olan yönlerimizi, yargılamak yerine sevmeye ve onları da kabul etmeye işaret edebilir. Ya da çok fazla seviyorsak, çok fazla egomuzu besliyoruz, hatta gereksiz ego yaratıyoruz anlamına da gelebilir. Ama gördüğünüz köpeğin rengi bile yorumu değiştirebilir. Dolayısıyla "Bunlar hiçbir zaman yüzde 100 değil" diye not düşmek istiyorum.
* Kuş: Kuş türleri ve uçmakla ilgili görülen her şey, ruhsal gelişmeyi ifade eder.
* Balık: Kısmet, bolluk, berekettir. Yunus, balina çok fazla görüyorsak, bu bizim ruhumuzu yansıtıyor olabilir. Gerçekten çok sevgi dolu, barış dolu bir insanızdır. Ya da tam tersi barışa ve sevgiye biraz daha yaşantımızda yer açmamız gerekiyordur. Bunu da nasıl anlıyoruz, dönüp yaşamımıza bakıyoruz ve "Tamam" diyoruz.